Giriş
(7)

okyanus / deniz suyunu kullanma

nesilsiz
çok dertliyim. yine aklıma takılan sorular var. direkt geçiyorum soruya.şimdi dünyanın yarısından fazlası su ile kaplıyken, bizim insanoğlu olarak ''susuz'' kalmamızı anlayamıyor ve hazmedemiyorum açıkçası. yani her bir tarafımız su ile kaplı, ama biz bu suyu arıtamıyor muyuz? arıtsak bile içilebili
çok dertliyim. yine aklıma takılan sorular var. direkt geçiyorum soruya.
şimdi dünyanın yarısından fazlası su ile kaplıyken, bizim insanoğlu olarak ''susuz'' kalmamızı anlayamıyor ve hazmedemiyorum açıkçası. yani her bir tarafımız su ile kaplı, ama biz bu suyu arıtamıyor muyuz? arıtsak bile içilebilir / (en azından) kullanılabilir duruma gelmiyor mu? arıtmak çok mu pahalı, çok mu zahmetli? illa tatlı su kaynaklarını mı kullanmak zorundayız?

danke şön.
0
nesilsiz
(01.07.07)
Cok pahali ve zahmetli evet.
0
wpi
(01.07.07)
(#6473) numaralı duyuruda epey konusuldu bu konuda.
0
bordeaux
(01.07.07)
bildiğim kadarıyla aldığınız acayip pahalı yatlarda bu işi yapan cihazlar mevcut ama o da içmek için değil yat içi kullanım içindir.
0
enola gay
(01.07.07)
eninde sonunda kullanmak zorunda kalıcaz zaten belki bilinçlenir insanlar daha geç olur torununun torunu o şekilde kullanır ama olacak. bu arada içme suyunun tamamını deniz suyundan elde ederek arabistan yarımadasında kullanan ülkeler var bildiğim kadarıyla. ancak anlatıldığı kadarıyla bırak erikli nestleyi şebeke suyu bile daha güzel deniyor.
0
luflee
(01.07.07)
israil yapiyor bunu. deniz suyundan icme suyu elde ediyorlar.
0
0v3rm1nd
(02.07.07)
şöyle bir düz mantık yürütüyorum ilkokul fizik bilgilerini kullanayım dedim bu sefer.
tuzlu suyu buharlaştırırsak tuz geride kalır ve sonra bu buharı yoğuşturursak su elde ederiz. fakat bunu elde etmek için gereken enerji ihtiyacı korkunç boyutta olduğu için anladığım kadarıyla temiz suyu km'lerce kanal yaparak getirtmek daha ucuza geliyor. ayrıca tuzlu suyu temiz su yapsanız da yine kanal gerekecek olay direk maliyetli yani.
şöyle düşünün 1 m3 su satışı sanırım 2-3 ytl ki 1000 litre su yapar bu. şimdi 1000 lt suyu buharlaştırmak için harcanacak parayı düşünün! Kesinlikle sadece buharlaştırma bile deli bir maliyet gibi görünüyor. Bunu kolaylaştıracak nasınç şartları falan sağlanarak belki maliyet düşer ama bunu ya deniz dışında hiç suyu kalmamış ya da çok zengin ülkeler becerebilir. aklıma geldi de sıcak iklimlerde güneş enerjisini kullanarak bu buharlaştırma işinin maliyetini baya düşürebilirler. ama soğutma yani yoğuşturma için yine enerji gerekecek onu da soğuk su şebekesinde falan dolaştırarak çözerler diyeceğim de bir sene yemen'e gitmiştim yıkanmak için soğuk su bulamıyorduk musluktan akan su 45 dereceydi. zor ve külfetli işler bunlar.
0
ozdek
(02.07.07)
istanbul büyükşehir belediyesi bu arıtma sistemini boğazın karadeniz ucu kısımlarına kurmayı planlıyor. dediklerine göre epey bi milyon dolar fiyat çekmiş bir firma. epey bir pahalı
0
winsome
(02.07.07)
(6)

[ saçmalık ] bilgisayarımda "d" sürücüsüne tıklayınca yeni pencerede açılıyor

enola gay
screenshota bakarak görebileceğiniz üzere bilgisayarımda "d" sürücüsüne tıklayınca "aç" komutu değil de "auto" komutu aktif oluyor ve yeni pencerede açılıyor bunun sebebi nedir ve nasıl eski haline getirilir?
screenshota bakarak görebileceğiniz üzere bilgisayarımda "d" sürücüsüne tıklayınca "aç" komutu değil de "auto" komutu aktif oluyor ve yeni pencerede açılıyor bunun sebebi nedir ve nasıl eski haline getirilir?
0
enola gay
(26.06.07)
#8102 virustur o virus. ehh burda onceki sorulara nasil bakiniz verilir bulamadim da :) ara kutucuguna #8102 yazin. cozum ziyadesiyle anlatildi orda.
0
notorious
(26.06.07)
virüs olamaz anti-virus programım var ve 6 yaşımdan bu yana bilgisayar kullanıyorum :P
0
🌸enola gay
(26.06.07)
virüs o kesinlikle virüs. flashdiskten bulaşan cins bir virüs. bende de vardı ayı sorun, nod32 temizledi.
0
kibritsuyu
(26.06.07)
virüs o.. antivirüs olsa da güncellenmemişse işe yaramıyor.
0
efruz
(26.06.07)
herhangi bir şekilde autorun.inf kaçmıştır aç diyip autorun.inf'yi sil.
0
kofteburger
(27.06.07)
o virus antivirusle temizlenmiyor bilginize, regedit'ten baslangic bilgisini silmeniz lazim, tabi bunun icin de adini bilmeniz lazim. sildikten sonra antivirusle taratip temizleyebilirsiniz
0
turkish tekila
(27.06.07)
(4)

mide ağrısı çok feci (hastalık vs. yok)

enola gay
şu an bu sorumu nane-limon (limonsuz) içerken yazıyorum. Etkilerini görüp görmeyeceğim konusunda fikrim yok. dün gece midemi çok feci karıştırdım ve üzerine bira içtim. ve sabaha kadar... neyse.hala midem çok kötü önerebileceğiniz bir şey var mı? ülser vs. yok. nane limon limonsuz bi şekilde işe yar
şu an bu sorumu nane-limon (limonsuz) içerken yazıyorum. Etkilerini görüp görmeyeceğim konusunda fikrim yok. dün gece midemi çok feci karıştırdım ve üzerine bira içtim. ve sabaha kadar... neyse.

hala midem çok kötü önerebileceğiniz bir şey var mı? ülser vs. yok. nane limon limonsuz bi şekilde işe yarar mı? (adana sıcağında dışarı çıkılmıyor bu saatte)
0
enola gay
(27.05.07)
Alka-Seltzer öneririm sana enola :)
0
actionary
(27.05.07)
evet Alka-Seltzer aldım ve yaklaşık 40 dakika içinde mükemmel bi forma girdim :) teşekkürler actionary.

edit: reklamlarını da buldum, süper. "when you eat something you shouldnt"

www.youtube.com
0
🌸enola gay
(27.05.07)
domates suyu yahut ayran da iyi gelebilir. yok bunları duyunca dahi midem bulanıyor diyorsan, sana acilde 1 saat sürecek serum takviyesi tavsiye ediyoruz. kesin çözüm.

edit: alka seltzer çözmüş hadiseyi, geçmiş olsun :)
0
rachel
(27.05.07)
kekik suyu öneririm. pek bir iyi geliyor
0
atmacaged
(28.05.07)
(2)

pilates topuyla ne yapılır

marcelorios
şimdi bir arkadaşım gitmiş pilates topu almış.oturduk ,topu şişirdik .tamam da şimdi ne yapıcaz?bu topla ne yapılır ,bunların anlatıldığı dvd /vcd var mı?aranızda bu tip filmlere sahip olan varsa , bir zahmet haber versin.
şimdi bir arkadaşım gitmiş pilates topu almış.
oturduk ,topu şişirdik .tamam da şimdi ne yapıcaz?
bu topla ne yapılır ,bunların anlatıldığı dvd /vcd var mı?

aranızda bu tip filmlere sahip olan varsa , bir zahmet haber versin.
0
marcelorios
(18.05.07)
(bkz: pilates topu) basligina baktiniz mi?

www.boyut.com.tr burda resim de dvd falan da var.
0
la traviata
(18.05.07)
megavizyon da bir sürü pilates cd si varmış. top almış olmanız gereksizmiş.

-anonim
0
enola gay
(18.05.07)
(5)

sırt ağrısı

lepidodendron
şimdi efendim, sabah kalktığımda doğal olarak gerindim. bu esnada bir de haddinden fazla esnemiş olmalıyım ki kalbime bıçak batmışçasına bir acı ile yattığım yerden fırladım. (bu dün sabah oluyor.) sorun ise sırtımın sol tarafı, koltukaltına yakın bölgenin ise hala ara sıra da olsa ağrıması. nefes a
şimdi efendim, sabah kalktığımda doğal olarak gerindim. bu esnada bir de haddinden fazla esnemiş olmalıyım ki kalbime bıçak batmışçasına bir acı ile yattığım yerden fırladım. (bu dün sabah oluyor.) sorun ise sırtımın sol tarafı, koltukaltına yakın bölgenin ise hala ara sıra da olsa ağrıması. nefes alırken bazen batıyor sanki, bir de sağa veya sola döndüğümde nefes almasam bile acıyor kimi zaman. ne olur biri çıkıp "kasların gerilmiştir bir kaç güne geçer" vs. desin. bi arkadaş "başka bi arkadaşın akciğeri yırtılmıştı öyle, hatta röntgen çekilene kadar anlaşılmamıştı yırtık, acımıyormuş sadece katır kutur ses geliyormuş" dedi. bende ses falan yok ama hırıltı var, gerçi o önceden beri vardı, sigaradan olsa gerek. bilgisi olan, bi sadaka, üç beş kuruş..
0
lepidodendron
(17.05.07)
Bende yaklaşık 4-5 aydır var, komple sırt ve kol ağrısı (sağ). Zaman zaman koltuk altına doğru da sarkıyor, iki ay önce doktora gittim göğüs bölgesi incelendi, "bişi yok kas ağrısıdır" dendi ama bilmiyorum. Ciğerlere bakmadılar. Zaman zaman kanser olduğum konusunda paranoyalara falan da kapılıyorum. Ağrı bilgisayar kullanımı esnasında artıyor, gece uyuyunca ve sabah geçiyor.

Özetle doktora git sen. Yaşlanmak fena şey.
0
sui
(17.05.07)
kasların gerilmiştir bir kaç güne geçer. bende de oluyor ara sira, kas gevsetici icince geciyor.
edit: bak simdi icim rahat etmedi. ölürsün mölürsün, suçlu ben olurum. sen en iyisi bir doktora görün. onlar hemencecik anlar zaten.
0
papado
(17.05.07)
insanlar genelde buna soğuk algınlığı diyorlar. tabii ki doktora gitmek lazım :)
0
enola gay
(17.05.07)
buyuk ihtimal kas agrısıdır..
bi ihtimal kaburga kırıgıdır..
kötü olan bi ihtimal, ates ve hafif halsizlik varsa mikrobiktir, akciger zarı su topluyodur ya da iltihap olusuyordur..
0
vnoeb
(17.05.07)
aynısı bir hafta önce başıma geldi. feci tırstım. çünkü 2 gün boyunca doğru düzgün nefes alamıyordum. gerinirken çok dikkat etmek lazım. benimki geçti sonradan yata yata.sende 2 günde geçmez ise doktora görün derim.
0
nihilanth
(17.05.07)
(6)

Pilates?

ophelia
Sözlüğe ve çeşitli sitelere baktım ama bulamadım burdan sorayım.Pilates zayıflatıyor mu arkadaşlar ya? (kilo verdiriyor mu yani?)
Sözlüğe ve çeşitli sitelere baktım ama bulamadım burdan sorayım.
Pilates zayıflatıyor mu arkadaşlar ya? (kilo verdiriyor mu yani?)
0
ophelia
(17.05.07)
0
dodocan
(17.05.07)
orda "zayıflatıyor üç günde beş kilo" gibi bi ifade yok tabi ki de, ben anlamıyorum kasları çalıştırıyorsa yağ da yaktırmaz mı aynı zamanda kardeşim?
0
🌸ophelia
(17.05.07)
kilo vermiyor daha çok forma sokuyor. vücut ölçülerini oranlamak için kullanılan bi yöntem genelde.
0
enola gay
(17.05.07)
yalan dolan işler bunlar.
0
dumur
(17.05.07)
ahaha ulan! bi numara olmadığını keşfedişinizin hikayesini anlatın da biz de ders alalım!?
0
🌸ophelia
(17.05.07)
kilo verdirmiyor bi gram bile, tabi rejim yapmazsan. fakat forma soktugu dogru. bişeyt giydiğinde yağların portlemesi azalıyor kısmen. zayıflamak için klasik fitnıs yontemini öneriyorum. gidin alın programınızı mis gibi, aa lan bu alet ne işe yarıyodu falan diye diye eğlene eğlene öğreniniz. ama tabi devamlılık lazım, bi de kesinlikle rejim. sadece spor kilo verdirmeeezzz gunde 5 saat depar atmadığın sürece. rejim artı fitnıs ile bi ayda 6 kilo garanti ilk ayda tabi.
0
likeinme
(18.05.07)
(6)

Adli Sicil Kaydı

murat mc
Evvelden adli sicil(sabıka) kaydı almıstım adliyeden.Ancak bu sefer benden bu belge su sekilde isteniyor.-Adli Sicil Kaydi(Cumhuriyet Savciligindan).Cumhuriyet savciligindan alinan belge, bizim sabika kaydi diye bildigimiz ve adliyeden aldigimiz belgeden farkli bir belge mi, yoksa ben yine normal se
Evvelden adli sicil(sabıka) kaydı almıstım adliyeden.Ancak bu sefer benden bu belge su sekilde isteniyor.
-Adli Sicil Kaydi(Cumhuriyet Savciligindan).
Cumhuriyet savciligindan alinan belge, bizim sabika kaydi diye bildigimiz ve adliyeden aldigimiz belgeden farkli bir belge mi, yoksa ben yine normal sekilde hayvani Bakirkoy Adalet Sarayina gidip herkesle kuyruktan sabika kaydi mi alacagim?
Tesekkurler simdiden.
0
murat mc
(17.05.07)
aynısı, hiç bir farkı yok sabıka kaydı ile.
0
enola gay
(17.05.07)
ikisi de aynı belgedir.
zaten "sabıka kaydı" denilen belgenin tam adı "adli sicil sabıka kaydı"dır yanlış hatırlamıyorsam.
birisi halk dilindeki, diğeri ise resmi(adli) jargondaki karşılığı olsa gerek.
0
sitare durmus
(17.05.07)
Aynı şekilde alınıyor. Nüfus kağıdınla adliyeye gidiyorsun iki dakikada alıyorsun.
0
ozdek
(17.05.07)
adliyeye girip doğruca sicil kaydı kuyruguna girmeden önce baro odasına gidip bir tane sicil kaydı talep dilekçesi almanı ve doldurmanı tavsiye ederim. hem böylece bosuna bekleyip ikinci kez kuyrukta beklemekten kurtulursun.
0
bordeaux
(17.05.07)
Sicil kayıt talep dilekçesi gerekliliği eskindendi. Ben de, hukukçu bir tanıdığımın tavsiyesi üzerine zamandan kazanmak için, o dilekçenin internetteki örneğini(www.adli-sicil.gov.tr) print out edip doldurarak gitmiştim ama gerekli olmadığını gördüm. Adliyedeki memur benden 3 ytl ve nüfüs kağıdı dışında başka bir şey istemedi.
0
sitare durmus
(17.05.07)
su anda sultanahmet ve şişli adliyelerinde talep dilekçesiz adli sicil kaydı verilmiyor. adliyeden adliyeye değişen bir uygulama da olabilir tabi. büyük ihtimalle hiçbir taşra teşkilatında gerekmiyordur ama istanbul genelinde bu uygulamanın varolduğu düşüncesindeyim.
0
bordeaux
(17.05.07)
(3)

video kesip biçme işlemleri

courtney
arkadaşlar, en iyi ve tabiiki netten bedava indirilebilen video kesip biçme programı nedir?
arkadaşlar, en iyi ve tabiiki netten bedava indirilebilen video kesip biçme programı nedir?
0
courtney
(15.05.07)
(bkz: virtualdub )
(bkz: ulead video studio)
(bkz: windows movie maker )
eksı duyuruda da aratırsanız bu konu hakkında bır cok duyuru (cevap)oldugunu gorursunuz.
0
dodocan
(15.05.07)
vcd cutter cok basıt kolay ve sade
0
efruz
(15.05.07)
en iyisi (bkz: virtualdub)
0
enola gay
(15.05.07)
(5)

Havacılık Filmleri

yersen
Gösterime giriş yılı önemli değildir.(Yazacak bşi bulamadım gereksiz bilgi verdim sdfjlk)Örnek olarak "`top gun`" diyeyim ki ilk ben atlamış olayım...
Gösterime giriş yılı önemli değildir.(Yazacak bşi bulamadım gereksiz bilgi verdim sdfjlk)

Örnek olarak "top gun" diyeyim ki ilk ben atlamış olayım...
0
yersen
(14.05.07)
the aviator?
pearl harbour da sayılır mı bilemiyorum.
0
sui
(14.05.07)
0
bordeaux
(14.05.07)
battle of britain...tek geçerim.
0
devourthedamned
(14.05.07)
kısaca bu filmler var. daha fazlası için aşağıdaki yazıyı bir forumdan direk aktarıyorum. istemediğiniz kadar havacılık filmi var.

şafak bekçileri:
beyazperde.mynet.com

flight of phoenix:
beyazperde.mynet.com (2004)
beyazperde.mynet.com (1965)

memphis belle:
imdb.com

-------------------------------------------------------------------------------

****dikkat çok uzun oldu galiba*****


sanırım hafızamı biraz zorlamam gerekecek. öncelikle sayısı az olmakla beraber Türkiyeden örneklere bir bakalım;
_______________________________________
SAFAK BEKÇİLERİ; bunu hepimiz biliyoruz. Göksel Arsoy'un başrolde oynadığı bir filmdi. Gerçek uçuşlar yapılmış F100'lerle hatta oradaki filmde oynayan pilotlardan biri Eski Hava Kuvvetleri komutanlarımızdan ( sanırım ya Celasin yada Çörekçi paşa) Zamanın şartlarına göre fena bir film değil aslında keşke biraz daha kaliteli malzeme kullanarak çekselerdi, şimdi iyi bir tarihi film olurdu.
______________________________________
Bunun dışında havayollarında geçen bir iki film var, sırası ile Ayhan Işık, İzzet Günay ve son olarakta Cüneyt Arkın cockpitte yer almışlar. ( hatta bende bir telefon şakası bile var heheheh izzet günay yada AYhan ışık hangisi bilmiyorum ama telefonda birisine sesleniyor..."-adım Hakan, Türk hava yollarında pilotum...-pilotum ben pilot ...." heheheh süper beni sevenelr nerden bulduysa bulup göndermişler :)
___________________________________
son zamanlarda ise tek örnek BARIŞTA SAVAŞANLAR..ASlında İtalyadaki bir dizinin neredeyse bire-bir kopyası olan bu dizinin çekim ekibinden arkadaşlarım vardı. Hesapta air-to- air çekimler TOP'GUN'ın görüntü yönetmeni tarafından yönetilmişti ama hikaye..gördüğüm en berbat çekimlerdi çünkü biz bir işi Türk usulü yapmada muhteşemiz. Oysa Hava Kuvvetleri sırf bu çekimler yapılabilsin diye defalarca C130 kaldırdı. baştan sona yanlış, hatalı çekimler ve hatalı bir mevsimde yapılan bir dizi idi. Hava Harp okulun'dan mezun olan bir grup öğrencinin yeni üslerine intikal etmelri ve orada yaşadıkları hayattan mesleki ve duygusal bir kesit idi.Çok yazık oldu benim gözümde.
Benim aklıma Türk usulü sadece bunlar geliyor.

Gelelim yabancılaraaaaa.. Bir çoğunun ne türkçe adını nede ingilizce orjinal adını hatırlıyorum ama yinede hatırladıklarımı aktarmaya çalışayım.
__________________________
En eski filmlerden biri ve en ünlüsü ANKA KUŞU'dur. Yeni jenerasyon hayatta hatırlamaz bu filmi biz enaz 3o'lu yaşlardakiler hatırlaycaktır. Arabistan Çölüne kum fırtınası yüzüden mecburi iniş yapan ve ciddi hasar' auğrayan bir uçak (muhtemelen sunderland gibi ama daha küçük bir uçak üstten kanatlı iki motorlu, en azından ben öyle hatırlıyorum) Uçak ekibinde her zamanki gibi ölümcül yaralılar var ve acil yardım felan bulmak gerkiyor. Herzamanki gibi gidip yardım bulmak veya oturup beklemek gibi standart karar verememe, yetersiz su ve yiyiecek stok'u felan var. Filmi güzel kılan şu, yaşama ve fikir üretme mücadelesinin zaman karşı savaşı. Uçakta bir uçak mühendisi vardır ama adam aslında mühendisden çok iyi bir model yapımcısıdır. Elelirnde sadece bir manuel çalışan jeneratör vardır. Rotadan oldukça çıktıklarını farkında oldukları için onları bulamaycaklarını bildikleri için , mühendis ortaya bir fikir atar. Sağlam motoru kullanarak (diğerini yedek parça yaparlar) kanatları kesip iptidai bir uçak yapmak. Yaparlarda kalan yakıt ile onları X bir yere ulaştırcak kadar uçan bir uçak yaparlar vs vs. (bununla ilgili en iyi bilgiyi Remiz vermiş)
_________________________________
İkinci dünya savaşı filmleri çok oynardı bir ara. Onlarda neler seyrettim; Pearl Harbour'dan sonra kittyhawk uçak gemiisnden havalanan B25'lerin orjinal macerası. çok iyi idi.ama ismini hatırlamıyorum, aynı dönemden bir ingiliz filmi vardı ama çok başarılı değil, mosquito'lar uçardı o filmde. Hayal meyal hatırladığım bir film daha var ama bumuydu emin değilim, Alman savaş kruvazörü Tripitz'in batırılması ile ilgili idi. Aynı dönemde midway savaşı hikayeleri hep uçak gemilerinde geçerdi. Arada yine ikinci Dünya savaşından gece alman bombardımanlarını konu alan bir iki film seyrettiğimi hatırlıyorum. Birde en önemli filmlerden biri Alman V1 ve V2 roketleri ile ilgili yarı casusu yarı askeri bir film vardı. Norveçdeki yer altı V2 depolarını gösterirdi. Kore savaşı ile ilgili sadece bir film hatırlıyorum onda da başrolde James STEWART vardı. Uçak gemisinden kalkış felan yaparlardı ama amcam bir gün mecburi iniş yaptı ve malesef orada öldü. Acıklı bir filmdi ama çekimler gayet iyi idi, pilotumuz bir F86 ile uçarken onu yerde skyriderlar koruyordu.
biraz daha yakın zamandan neler vaaarr.
_______________________________
RED ALERT yada SCRAMBLE, yeni bir üsse tayin olan binbaşımız (Rock Hudson) B52'lerin başına gelir. Filo konutanı olan binbaşımızın yardımcısıda Ben GAzzara'dır bu aradaç Soğuk savaş döneminde filonun uçakları yerden olabilecek en kısa zamanda kalkmalıdır. O zamanki devamlı diken üzeridne geçen stratejik Bombardıman filosunu tüm ayrıntıları ile ortaya koyan Çekimler gayet iyi, konusu başarılı bir filmdi. (hatta bende videoda bazı bölümleri var). Güzel sahnelerden biri B52 havadan yakıt ikmali yaparken içine yakıt dolar, herşeyi kapatırlar
______________________________________
Aynı dönemden PEACEMAKER dye bir film daha vardı ama çoğunuz hatırlamayacaksınız. Çünkü film defalarca gösterilmedi. B36 PEACEMAKER ile yapılan bir uçuşun hikayesi idi. B26 PEACEMAKER bugüne kadar yapılmış en heybetli uçakdır. B52 bile okadar değil diyince sanırım anlarsınız nasıl bişi olduğunu. Elimde bir resmi var vaktim olursa scan ederim size, yine çeki ve konu itibari ile vasatın üzerinde olan bir filmdi. O zamanlardan çok falz film hatırlamıyorum ama biraz daha düşürüm.
___________________________________
Biraz daha yakın zamandan TEST PILOT diye bir film vardı. Başrolde Dennis QUADE oynuyordu ve film Chuck Yeager'in hayatının bir parçasını işliyordu. Filmin konusun içinde F104'ün ilk ses hızını aşmasıda vardı.
________________________________
Sırası karışık olmakla beraberi diğerleri şunlr , ZAFERE UÇUŞ, TV dizisi , askeri pilot bir babanın ve ailenin hayatı , Babamız T38 pilotudur ve çok da hatta hayatımda seyrettiğim en güzel diziydi diyebilirim. Pazar sabahları TRT2'de oturup bunu beklerdim.
_______________________________
Beklenen an TOPGUN, gelmiş geçmiş içinde en fazla uçak olan film 9 kere sinemada olmak üzere toplam 48 kez seyrettim.diyecek bişi yok hepiniz biliyorsunuz.
______________________________________
MEMPHIS BELLE, muhteşem , fantastik muazzam bir film. İkinci Dünya savaşının en ünlü Bombardıman uçağı olan memphis belle (bir B17G) son görev uçuşuna çıkacaktır. Ama onları beklenmedik olaylar bekler. Oyuncu kadrosu zengin ve kaliteli omakla beraber gerçek yaşam hikayesidir. Raksoteklerde DVD veya VCD olarak bulunabilir. kesnlikle SÜPER bir filmdi ama kıymetini bilemediler.
Bir başka B17'li film aslında kısa filmdi ve muhtemelen Alaca karanlık kuşağı serilerinden biri idi. Alt tareti sıkışan uçağın iniş yakımları açılmaz, ama taretteki çocuğun insan üstü bir kabiliyeti vardır , karakalemle çizdiği şeyler gerçek olmaktadır. Bunu son anda farkettikleri için ,çocuk son adan uçağı iniş takıları açık resmeder, resim bittği anda tekerlek açılır ve piste değer. Fena değildi şahsen beğenmiştim.
____________________________________
ikinci dünya savaşı GÜNEŞ İMPARATORLUĞU (The Sun Imperiror) Steven Spielberg imzalı film Çin'de geçmektedir. Çindeki İngiliz elçiliğinden bir ufaklık olan kahramanımız uçaklara gönülden bağlıdır. Bir kargaşada kalabalık arasında kaybolur ve esir kampına düşer. Orada esir pilotlar ile muhabbete başlar , tek istediği bir pilot montu, uçaklara ve kampta artık saygın bir yer edinmiş esir savaş pilotlarının yakınında olmaktır. Kampın bitişiğindeki japon üssündeki ileride kamikaze olacak (aslında olamayacak herifin uçağının motoru çalışmadı çünkü) bir genç ile kazayla model uçağı dikenli telin arkasına düşünce kontak kurar. Çok önemli ve uzatılacak bir hadise değildir zaten film içinde bu ama yinede japon gencin uçağın bir türlü çalışmamsı ile kahrından harakiri yapmaya çalışması ilginç bir nokta. Bu arada filmin benim bile duygulandığım sahnesi, sinema tarihinin en güzel sahnesi diyebilirim. Kampa Amerikalılar baskın yaparlar (gerçi P51 mustangler ile gelilre ne işi varsa Çinde??) ve bizim velet koşarak gözetleme kulesine çıkar o esnada bir P51 karnını göstererek alçak geçer, bizimki "-gökyüzünün cadillac'ları" diye haykırır...iyi sahneydi ama :)
_____________________________________
Bir diğer B25'li film, FOREVER YOUNG..heheh başrolde kim var ?? Mel Gibson..Mel abi bir test pilotudur fecide sevdiği bi hatun vardır.Birde -manyak!- bir doktor arkadaşı. Filmin başı çok komiktir ama..Mel abi B25'in ilk modelini test eder hehehe aynı çizgi film gibi uçuş saatleri çıldırır pimleri atar vs. Neyse, abinin sevgilisi fena halde hastalanır ve ölmek üzeredir ve hatta öldü diye haber gelir. Doktor bir alet geliştirir ve uzun üzere yaşamayı sağlayan bir tür dondurucu yapar. Ulan kız madem öldü bende bi işe yarayayım diyip alete girer. 1990'lı yıllarda hasbel kader bu zımbırtı bulunur ve mel abi 1942'deki gibidir..felan felan ..sonra metabolizması aşırı hızlanır ve yaşlanmaya başlar, sonra öğrenirki sevgilisi ölmemiş yaşıyo.gidip onu bulmak için müzeden bir B25 çalar..heheh buda böyle eğlenceli bi filmdi..velet canavardı ama mel uçuşun son anında artık iyice elden ayaktan düşer ve nedense bizim başımıza hiç gelmeyecek olan şey busefer bir veletin başına gelr, 9 yaşındaki esas oğlan B25'i indiriiiiir.
_______________________________________
Gelelim konu içinde B25 ve B26 olan bir başka filmeee..ALWAYS. Başrollerde Richard Dreyyfus ve bir hatun var ama hatunun adını unuttum. Güzel bişi idi. Bu amcam eski bir savaş pilotu ve Amerikada bizim embesil bakanlık görevlilerinin S2 Trackerlar için " -eski onlar uçmaz böğğk" dedikleri halde savaş eskisi B25, B26'larla yangın söndürme uçuşu yapan orman koruyucularında görev yapmaktadır. DAha dakka bir gol bir.. bir yangın sortisinden dönerken motorları gider , Richard'da B25 ile planör uçuşu yaparak piste ulaşmaya çalışır. Bu esnada birden rüzgar kesilir, şirinmi şirin John Goodman'ın windsock'a üflemesi görülemeye değer bir enstantanedir. İniş hattındaki ağaçların arkasında kaybolan uçağa düştü diye bakarlarken bir anda rüzgar çıkar ve uçak ağaçların tepsini sıyırarak iner. film çok güzle yaaaa anlatmayayım seyredin. Abimiz malesef bir sortide ölüyor ama sonradan essa oğlan geliyo(heheh herifin uaçğı çok güzledi hertarfı hediyelik paketi gibi olan uçarken noel muziği çalan bir P3 piper super cub :)) sonra bu oğlan yangn söndürmeci oluyor ve bizim richard'ın sevgilsine aşık oluyor. Sevgilimizde gözü richards'dan başka bişi görmediği için bu oğlan'a önceleri hiç bakmıyor. Richard ise hayalet olarak hem pilota yardım ediyor hemde kzıı " kızım ben öldüm hayat devam ediyo bu herifde fena değil , gel birlikte ol şunla, ölenle ölünmüyor " şeklinde teskin etmeye çalışıyor...olay biraz GHOST filmine benziyor ama uçuş kaçış muhebbeti SÜPER...
_________________________________________
Gözünüzden kaçarmı bilmem, FINAL COUNTDOWN, SOn geri sayım diye bir film vardı. Fırtınanın ortasında kalan bir uçak gemisi zaman değiştirip ikinci dünsya savaşında Pearl Harbour baskınının 3 gün öncesine gelir. hehehe çok komik sahneler vardı ..iki zero pilotun yanında F14'Ler geçince bu salaklar korkup düşüyorlardı, sonra adamları alıp uçak gemisine getirdiklerine herifler ne olduğunu anlamıyorlardı bakıp bakıp jetlere :)) hatta geminin subayları 1940larda olduklarını şöyle anlıyorlar "-kaptan radyoda enterasn bişey var.,- neymiş?,- bilemiyorum şifreye benziyor ama çok aptalca,-aptalca olan şey ne peki?,- bu şifre e,ee nasıl desem çok ama çok eski bize okulda öğretmişlerdi 1940'larda kullanılan bir şifre, biz 1980'lerdeyiz kim kullanırki bu şifreyi, bunu bir çocuk bile çözebilir.."
Filmin kahramanları baskın oalcağını bile bile ve hatta uçakları radarda görmelerine rağmen tarihin akışını değiştirmemek için müdahele edemezler..
_________________________________________
PEARL HARBOUR; son zamanların filmi ..çekimler fena değildi.animasyonlar farkedilmiyordu ama saçmalıklarda yok değildi. Yinede çekim ve görsellik itibari ile işe yarar bir film oldu. Filmin başındaki çift kanatlı çekmeri görülmeye değer ama filmin ortasındaki binalar arasındaki kovalamaca sahnesi mümkün olan heryerinizle gülmenize birebir:)
__________________________________________
Birde IRON EAGLE'lar var eheuheuehue komik ötesi F16'larla çekilmiş filmlerden biridir. 2 serilik bir filmdir. Birinci seride bir üsdeki pilot çocukları kendi kurdukları klübün Cessna 152 ve 172 leri ile otoyolda dog fght yapmaktadırlar. Buna bakınca "off be filme bak" diyesiniz gelir ama F16'nın tekeri öle değildir. Bu veletlerden en cengaver olanı aynı zamanda babası ile F16'da uçurabilmekte ileride hava akademisne girmek içn antreman yapmaktadır!!!Günlerden bir gün babamız esir düşer ortadoğuda :) oğlanda "ulan babam bu benim gidip kurtamak bana düşer " diyip çete ile beraber bir plan yaparlar. sonra bu plana eski bir general olu p emre itaatsizlikten prığırları laınan bir subay lider olur ve plan yaparlar ( burada ben gülmekten kopuyorum tabii)tabii plan üsden f16 kaçırıp babayı kurtarmaktır , hatta havda çatışma bile olacaktır. Nitekim uçakları kaçırırılar !!!!! çatışmada olur ama anlayamdığım uçarken çıplak bir kız gibi olan uçakklardan abitmeyecek şekilde füzler çıkmakta ve gun(top) atışı ile sanki bir GBU bombası etkisi ile üs düşman üssü havaya uçmaktadır. Şimdi en komik kısmı..bzim velet uçağı düşman üssüne indirir, sonra gider babayı bulur, baba yaralıdır :) baba "oğul sen git kendini kurtar ben yaralıyım" der :) kahramanımız ise " yettim baba seni burada bırakırsam annem beni eşşek sudan gelinceye kadar döver hem onun sana ihtiyacı var " diyerek tek kişilik F16'nın cockpitine her nasılsa tek başına yükler ve o tek kişilik cockpitte ellerini kollarını sallayarak düşman üssünden kaçarlar. bunun birde ikinci serisi vardır. Aynı ekip madalya felan almış lider subaya görevi iade edilmiş , kahraman hava akademisine girmiştir ama bu sefer zorttedenek ilk uçuşta bu salak ölür. Sonra geleneksel Amerikan intikamı felen felan :))seyrederken neremle güleceğimi hep şaşırır sinir olurum.
______________________________________
Arada FIRE FOX vardır. Clint Eastwood sadece iki tane olan Rus yapımı sesle umadna edilen uçaklardan birini kaçırır, sonra buz'a iner orada denizlatıdan yakıt ikmali yapar felan..eh işte denilen bir filmdir.
___________________________________
Gelelim Aksiyonlaraaaaa
Eskilerlerden Concorde'lı AIRPORT serilerini bilirsiniz :) Hani Alain DElon oynar :)Bir kaç seridir bu filmler beznerlik yapan bir baka film Mickey Rooney'in biraz yaşlandığı ama steward rolünde oynadığı uçağında galiba COMET olduğu bir dönemden filmi vardır, Lübnan civarında geçer.
_____________________________________
DIE HARD3 , tamamı havaalanında geçiyordu..idare eder. Uluslar arası bir terorist grup liderlerinin bırakılması karşılığında Phoenix havaalanının tüm sistemlerini bloke ederler bir nevi bütün uçakları havada rehin alırlar. Gözdağı vermek için alanın iletişim antenini imha ederler, bir uçağıda yanlış yönlendirme ile düşürürüler. bu esnada Bruce Willis abinin pistte meşale sallaması takdir edilecek bişeyd. Bruce abiyi ilgilendiren uçakta eşinin olmasıdır.(öff bee). Neyse lider teslim edilirken Bruce durmaz askeri koruma gücünün üçkağıdını anlar (adamlar terörüstdir aslında)ama biraz geç kalmakla beraber mücadeleye başlar. Fİlmin sonunda kahramanımız tek başına bir orduyu yener ve terörist liderin uçağını düşürür.:) Muhteşem bir film değildi fenada sayılmazdı. Glide path'in yerinin değişmesi saçmaydı ama antenin yeri değişmeden bu iş olmaz.
_________________________________________
PASSANGER57, Wesley Snipes'ın oynadığı filmde psikopat bir katilin başka bir eyaletteki hapishaneye sevkedilirken arkadşları yardımı ile uçağı kaçırır. Wesley bir airmarshall'dır ve tesadüfen uçaktadır (aslında eski bir FBI ajanı olan Wesley , havayolu şirketinin güvenlik müdürüdürde). Güzel bir filmdi büyük kısmı doğru gibiydi. Hostesin uçağı indirmesi yine dayanılacak gibi değldi :)
________________________________________
TRUBULANCE..hostesin uçak indirdiği bir başka film :)) yahu bunlara simultorde eğitimmi veriyorlar..iniş berabttı bu arada ıyy ..bu tip filmler 3.sınıf amerkan saçmalığı
________________________________________
Buna benzer bir iki film daha var ama adını hatırlayamadım. Ondada da salak bi ajan koskoca pisti geçip "-ben buraların yabancısıyım abii , gidip kendi meydanıma ineyim bari" diyip uçuşeğitimi aldığı meydana indirir 747'yi.ohha yani demek gelir içimizden.(bunuda Remzi anlatmış..kritik karar olsa gerek)
__________________________________________
Diğer bir Ohhalık filmde AIR FORCE ONE'dır. President'imiz eskiden kalma becerisi ile yine bir 747'de cebelleşir. (yaa neden bir 737'de bu işler olmaz??)
________________________________________
GROUND CONTROL hep bashettiğim bir filmdir, konu itibari ile çok öğreticidir. Phoeinx havaalnında geçen bir noel gecesini anlatır. Kiefer Shutherland'ın oynadığı film benim favorilerim arasındadır. mümkünse iyi tercüme edilmiş versiyon yada orjinalini bulun. ATC-Uçak koordinasyonu ile kontrolörlerin strressli yaamının iyi bir örneği
_______________________________________
The RESCUE OPERATION, geçenlerde bahsetmiştim DigiTurk'de var diye. Başarılı bir film diyebilirim bir iki sahne hariç son derece öğretici bir film.Herkese tavsiye ederim. Olay gerçek yaşamadn alınmıştır. Auckland'a gitmek isteyen ilaçlama uçağının ADF'i bozlur ve Hawai'den sonra okyanusda kaybolur. Air New Zeland havayollarından bir pilot ise B767 ile okyanusda onu bulmaya çalışır.
__________________________________-
DROP ZONE, yine Wesley Snipes'ın oynadığı bir film. Wesley geleneksel oalrak bir FBI ajanıdır yine :)) Bir olay olur ve bir tanıkları ortadan kayıpmı oluyordu öldürlüyormuydu tam hatırlamıyorum ama sonuçta bu abimizi kimliğini gizleyerek bir paraşüt okuluna gider. Tanık büyük bir suç örgütü hakkında bilgi verecek kişidr ama artık bu bilgiye bizim ajan ulaşmalıdır. Örgüt'ünde paraşütçü olmaları nedeniyle wesley'de bir başka paraşüt grubunda çalışmalra başlar , Paraşlüt sahneleri PC6 turboPorter'ın paraşütçülerle dalışa geçmesi muhteşem sahnelerdir. Neyse uzun lafın kısası, Ajanın peşinde olduğu paraşütçü grubu 4 temmuz günü sadece bir tek gün ve açık olacak olan (sanırım newyork) şehir üzeride atlayış yaparak merkez bankası altın rezervi binasının çatısına paraşütleri ile ineceklerdir. Bizmkide onların peşinden iner felan ..filmin detayların tam hatırlamıyorum ama bunun üzerine devam ediyordu. En sonununda havada bir paraşüt ile dalaşma sahnesi var diye hatırlıyorum.
___________________________________
Bir paraşütlü film daha vardı ondada Patrick Scwayze oynuyordu ..konu yasa dışı bir grup ile ilgil idi yine onlarda paraşüt muhabbetine takılıyorlardı. vs vs..bunuda net hatırlamıyorum hatırlayan varsa yazsın lütfen.
0
enola gay
(14.05.07)
enola gay, döktürmüşsün abi :)
benim bile hiç duymadığım filmler var bunların arasında.

yersen, havacılık belgeseli vs. türü bir şeyler istersen discovery channel'da çevirmenlik yaptığım zamanlardan kalma vhs'ler olacaktı (flightline gibi).

bir de bruce dickinson'ın "flying heavy metal" serisi var :) gerçi onun dvd'si de var.
0
actionary
(15.05.07)
(8)

bir anda artan kayıp aranıyor ilanları

reeper redeemer
sizin de dikkatinizi çekti mi, yoksa ben mi bu aralar çok dikkat eder oldum ama bilmiyorum; bu aralar sağda solda çok sık kayıp aranıyor ilanı görmeye başladım.nedir acaba bunun sebebi; bahar insanların başına mı vuruyor? yoksa altında daha büyük sebepler arayıp komplo teorileri mi üretmeli? nedir,
sizin de dikkatinizi çekti mi, yoksa ben mi bu aralar çok dikkat eder oldum ama bilmiyorum; bu aralar sağda solda çok sık kayıp aranıyor ilanı görmeye başladım.

nedir acaba bunun sebebi; bahar insanların başına mı vuruyor? yoksa altında daha büyük sebepler arayıp komplo teorileri mi üretmeli? nedir, ne değildir?
0
reeper redeemer
(13.05.07)
Bunlar hassas konular.. Bi tanıdığım 2 haftadır kayıptı ve sonrasında tesadüfen, kaybolduğu gün köprüden atlayıp intihar ettiği öğrenildi ve hiç bulunamadı başka bir arkadaşım gibi. Şayet o kişiyi görmediysek, nerde olduğunu bilmiyorsak, yani yakınlarına durumla ilgili bi haber veremeyeceksek, üzerine konuşmak pek anlamlı ve doğru gelmiyor zira bazı acıları sadece tahmin edebiliriz ama neye benzerler bilemeyiz yaşamadan. Tıpkı kayıp olaylarında olduğu gibi.. Belirsizlik sanırım en zor olanı hepsinin içinde.
0
pyro clustic flow
(13.05.07)
kayıpların genellikle intihar yahut ölümle sonlandıgını gormek acı.
0
nihilanth
(14.05.07)
sokaklara asılan kayıp ilanları, yakınları tarafından isteğe göre basılan "küçük umutlar" besleyen ilanlardır.kolluk kuvvetlerine ise "kayıp şahıs" başvurularından, her gün onlarca gelmektedir.
0
gregory
(14.05.07)
bu konuda pek yorum yapmak istememle birlikte gercekten bu aralar benı cok dusunduren bi kavramdır..

şayet size basımdan gecen bi olayı anlatayım.
Türkiyenin iyi denilebilecek bi okulunda eğitim aldım.
öss ye girdigim ilk yıl Turizm ve Otel işletmeciliğini kazandım.
Okudugum süre boyunca tekstil ve magazacılık sektorunde cok ciddi firmalarda gorev aldım ve 4 yıl Mağaza Müdür Yardımcılığı yaptım.
Çok iyi bir ailede gercekten modern ve gorgu kurallarına uygun yetiştim.
2006 yılında yılında okuldan mezun oldum.Türkiyenin en ünlü jean markasında 9 ay Mağaza Müdür Yardımcılıgı yaptım.Okuldayken Stajımı Türkiyenin en iyi otellerinden birinde (Hilton) Banquet servis elemanı olarak yaptım.Kaldıkı o otellerde stajerler degıl servıs elemanı showroom a bile zor adım atarlar.
Orta seviyede ingilizce bilmekteyim.
Aegee (avrupa öğrencileri genel forumu) de aktif uyeyım.Yk da belirli bi donem gorev aldım ve bırcok organizasyon duzenledım.
Yaklasık 1,5 ay once tamamen kişisel nedenlerden dolayı işimden istifa ettim.

Şimdi diyeceksiniz bunun bu kaybolma olayıyla ne ilgisi var diye.
hemen anlatayım : Hıc bır iş tecrubesıne gerek bıle duyulmayan firmalardan birine Şatış danısmanlıgı pozisyonu için basvurdum.Gorusmeye gıttım.Bana soyledıklerı şey sen bize fazlasın.Bu fırmanın ısmını soylesem yok ya onlar bunu demez dersınız.o derece buyuk bir Türk firması.
Şartlarımın fazla fazla uydugu bi şirkete Mağaza müdür yardımcılıgı için basvurdum.Gorusmede soyledıklerı şey hersey cok guzel tam istedigimiz gibi birisiniz biz 1-2 gun ıcersınde size doneriz oldu..
1. olayda benım yerıme alınan kişinin hic bir iş tecrubesı yoktu.170 ytl ye satılan bir hırkanın neden 170 ytl oldugunu soran bır arkadasıma sadece kalite dedi.neden 170 ytl oldugunu soyleyım.hırka %35 kaşmir %35 pamuk %30 rayon olmasından dolayıydı.arkadasım bunun ıcın olabılırmı aceba dedı o calısana oda olsun ama yınede kalite dedi.rayon un ne oldugunu sordu arkadasım aldıgı cevap komediydi.naylon :) aslında rayon sentetik ipek dir..ve tuylenmemesı ıcın kullanılır..

2. olayda benım yerıme alınan mudur yardımcısı alakasız bı magazada 15 gun calısmıs bı kısıydı.ne kullanılan programı bılıyodu nede yonetıcılık vasıflarına sahıptı.dar paca (skinny) jeanin altına adidas tenis ayakkabısı gıyınebılen bi kişiydi..


şimdi gelelim olaya..bu kaybolmak icin bir sebep degılde nedır?
bu ulkede hıc kımse hak ettıgı yerde degıldır.
bu ulkede refah yoktur.
bu ulkede özel sektor gercekten özel degıl kamu kurulusu gercekten kamu degıldir.
bence bu yasadıgım olaylar kaybolmak ıcın gereklı bırer nedendır.kaldıkı burda anlatmadıgım okadar cok olay varkı..
adam tv ye cıkıyo bas bas bagırıyo ya eve ekmek goturemıyorum dıyo.emınımkı tv karsısında bınlerce kısı adam olsaydında calıssaydın dıyodur.
bu ulkede kımler para kazanıyo kımler aç yatıyo kımler hakkını alıyo herkez aslında cok ıyı bılıyo..

uzun bı yazı oldu kusura bakmayın.yazan arkadas kaldırmamı isterse kaldırabılırım..
zaman ayırdıgınız ıcın tesekkur ederım..


**bence benden daha kotu durumda olanlar cok fazla.ve onlar bı sekılde farkedılmedıklerı bu toplumda kayboluyolar..zaten kayıp olduklarını bıldıklerı halde..
0
isott
(14.05.07)
öncelikle belirtmek isterim ki, uslubum biraz kötü gibi görünmüş; ama kesinlikle kötü bi amacım yoktu, bilmenizi isterim.

ne kadar hassas bi konu olduğu da su götürmez bi gerçek, ondan da eminim

ama o ilanları bi anda her yerde görmeye başlar oldum, ve gerçekten sebebini sormak zorunda hissettim kendimi.

yarın, öbür gün o konumda olmayacağımızın bi garantisi yok çünkü
0
🌸reeper redeemer
(14.05.07)
isott arkadaşımız başlığa çok güzel cevap vermiş, tebrik ediyorum, hatta bu kadar nitelikli, dört dörtlük arkadaşımız "neden işe alınmaz" "o da alınmazsa kim alınacak" kabilinden düşüncelere o denli gark oldum ki kaybolasım geldi. hokus pokus...
0
comptrol
(14.05.07)
bu duyuruyu okuyunca biraz şaşırdım açıkçası, çünkü aynı soruyu ben de arkadışma sormuştum geçenlerde, o da "evet ya benim de dikkatimi çekti, organ mafyasının parmağı olabilir" gibilerinden bi cevap vermiş idi, bana pek paranoyakça gelmedi cevabı..
0
flawless victory
(14.05.07)
emniyetin sitesine girecek olursanız zaten onlarca kayıp ilanı görebilirsiniz. bir gün içinde onlarca insan kayboluyor.
0
enola gay
(14.05.07)
(55)

tanımadığınız birisi tüm hayatınızı size anlatabilir mi?

enola gay
Hiç tanımadığınız bir kişiyi ararsınız ve sadece isminizi verirsiniz. O da sizinle ve ailenizle ilgili kimsenin ama hiç kimsenin bilmediği şeyleri söylerse bunun adı ne olur? Şarlatanlık mı? Hiç sanmıyorum.. Peki nedir? Bunun açıklaması ne olabilir? Bu kişinin adını ya da telefonunu size vermeyeceği
Hiç tanımadığınız bir kişiyi ararsınız ve sadece isminizi verirsiniz. O da sizinle ve ailenizle ilgili kimsenin ama hiç kimsenin bilmediği şeyleri söylerse bunun adı ne olur?

Şarlatanlık mı? Hiç sanmıyorum.. Peki nedir? Bunun açıklaması ne olabilir? Bu kişinin adını ya da telefonunu size vermeyeceğim, oyuna da gelmiyorum bu geyiklere hiç girmeden bana bunun mantıklı bir açıklamasını yapabilecek birisi var mı?

Medyumluk mu? Cin mi? Tanımlanamayan yaşam formlarının sizinle ilgili her şeyi bilmesi mi? Nedir bu? Sadece bu konuda ciddi bilgiye sahip kişiler cevap yazsın ya da hiç yazmayın.

Teşekkürler.

edit: Evet bu arkadaş ile tanıştık evimize geldi çay içtik. Kendisi numerolojiyi kullanarak bu tür bilgilere ulaştığını ve kesinlikle medyum olmadığını söyledi.

telefonda görüştüğü insanların o an neler yaptıklarını da ses renklerinden ayırt ettiğini söyledi.
0
enola gay
(19.03.07)
keşke öyle doğaüstü güçleri olan insanlar olsa da heroes daki gibi bize faydaları dokunsa. sizin hakkınızda birşeyler bildiğini iddia ettiğiniz adam da senin benim gibi sıradna insna bence. nasıl bu tür şeyleri bildiklerine gelirsek, o tür tarot, fal, cin çağırma tarzında doğaüstü güçlerden medet uman insanlar genellikle bir takım sorunları için giderler. o sorunlar da genellikle bellidir; ya aşk, ya iş, ya da aile içi sorunlardır. tabi yüzyüze görüşürseniz, sözde medyum kişi sizin mimiklerinizden daha fazla ipucu elde edip daha destekli atacaktır. tabi bi de bu "doğaüstü güçleri" karşılığı sizden "çay parası" da alacaktır o "fedakar" insan. bu uğurda ne evler, ne arsalar verenler oldu. umarım o kişiyle olan irtibatınızı en kısa zamanda koparırsınız. esen kalın, sağlıcakla...
0
comptrol
(19.03.07)
para ya da yüz yüze görüşme söz konusu değil beni anlamadınız sanırım hayatımda hiç tanımadığım bir insanı arayıp verdiğim tek bilgi: "isim" sadece isim veriyorum ve bana onunla ilgili her şeyi söylemeye başlıyor yeterli mi?

para almıyor.. yüzümü görmüyor.. aldığı tek şey "isim"
0
🌸enola gay
(19.03.07)
annem bile babamı durduk yere öpmüyor, para almadan neden yapsın ki. sizi ikna etmesi için kısa vade de bir şey talep etmeyebilir ama uzun vade de elbet bir şeyler isteyecektir-evet biraz sabit fikirliyim :)hem size zararı dokunmadığını düşünüyorsanız, bedel de ödemiyorsanız, siz sorun o da anlatsın ne kaybedersiniz ki:)
0
comptrol
(19.03.07)
2-3 sene önce evde kendi halimizde takılırken bi radyo programına denk geldik. programdaki kadın kendisini arayanlara aynen dediğiniz gibi hayatlarını anlatıyordu. 'oha lan karıya bak ne güzel de sallıyor' diye içimden geçirirken annem bağlandı yayına. kadın annemin adını, doğum tarihini ve anneannemin adını sordu ve hemen anlatmaya başladı, aile yapımızı, fiziksel özelliklerimizi, benim ve kardeşimin eğitim durumlarını, babamın mesleğini, anne tarafı akrabaların hayatlarını, o sıralarda düşünce aşamasında olan eğitimimle ilgili bir durumun ne zaman gerçekleşeceğini(dediği zamanda gerçekleşti) bi çırpıda anlattı.
afallayıp kalmıştım resmen, uzun süre düşündüm mantıklı bi açıklama bulabilmek için, bulamadım.
aklıma gelen en mantıklı 2 şey şu oldu: kadının önünde hayvani bi database var, ad, ana adı, doğum tarihi yazınca otu boku şak diye döküyor ortalığa ya da kadın telepati olayını aşmış bitirmiş, direk zihne dalıyor.
0
ravioli
(19.03.07)
ravioli cevap için teşekkürler. divit sana diyecek bir şey bulamıyorum. comptrol ayrı dünyaların insanlarıyız :)
0
🌸enola gay
(19.03.07)
sallamıyorsan anlatan kisiyi optum bye de gitsin. yok illa paranoya yapacam diyorsan oturun bi cay için.
0
bryan fury
(19.03.07)
arkadaşlar, açıklayıcı olması açısından şöyle söyleyeyim, bahsi geçen kişi 2 ölümden ve bu 2 ölümün sebebinden bahsetmiş... yani karakter analizi gibi bir durum söz konusu degil, geçmişin doğru bir şekilde bilinmesi durumu var... ve karşı tarafa verilen bilgi sadece isim, soyad bile yok.
0
1980
(19.03.07)
sözlükte böyle şeylerden söz edilince direk "yahu gidin dağılın" tepkisiyle karşılaşırsınız. bunların sebebi piyasada bu işi yaptığını söyleyen ve aslında yapmayan bir sürü sahtekar,insanları aldatan ve sömüren kişilerin varlığıdır (tabi metafiziksel şeylere inanmayan materyalist insanların çoğunluğu oluşturması ayrı konu). o kişiler çok olduğu için bu işi gerçekten yapanların olmadığı ve böyle bir şeyin olmadığını düşünür bazıları. ama vardır. islam inancına göre deyip devam edeyim :

bilindiği gibi cinlerin insanlardan cok daha farkli bir zaman kavrami var. onlar cok daha hızlı yaşıyor ve bizim 10 günde bitiremeyeceğimiz bir işi 1 günde bitirebiliyorlar (mesela) cinler birden fazla yerde de görünebiliyorlar. bunlardan bazıları insanlarla epey haşır neşir. ve bazı insanlar yaptıkları büyülerle cinlerle irtibat kurmayı başarabiliyor (var böyle bişi) irtibat kurmanın dışında cinleri kendilerine hizmetkar ediyorlar nası oluyosa.

kısaca o bilgileri o kişiler cinlerden alıyorlar. isim ve ana adı vs. söylendigi zaman cinler onun hakkındaki bilgileri alıp getiriyor. tabi bize göre çok kısa sürede oluyor bu. aslında o gidiyor araştırıyor falan vs. (meleklerden çalıyolar falan diye duydumdu) ayrıca bu bilgilerin hepsi doğru olmayabiliyor. cin yalan da söyleyebiliyor. keyfine kalmış.

isteyen kahkaha atsın isteyen fantastik desin. bu olayın dini acıdan izahı budur.

bunlara inanmıyosanız şöyle diyeyim. isteyen bana da inanmaz. bunlardan birisi yıllar önce benim yakın zamanda ameliyat olacağımı ve nerede ameliyat olacağımı söylemiş, biz epey şaşırmıştık. çok zaman geçmeden geniz eti ameliyatı olmuştum. olayın üzerinden epey zaman geçtikten sonra hatırlayıp oeh ama hakkaten demiştim.

böyle şeylerle eskiden epey uğraşmıştım, ebcedinden tut kenzul havasına. ama aman diyeyim, şizofren olmama ramak kalmıştı (bilimsel olarak yani)
0
nihilanth
(19.03.07)
öncelikle söz meclisten dışarı
o kadar şarlatan varki piyasada kafadan bunlara inanı cahil/salak bunları da uyanık/dolandırıcı olarak isimlendirmekten çekinmiyorum. istatistiksel olarak daha hiç yanılmadım yakın zamanda da yanılacak gibi değilim.

yani senin durumunda bana göre hile/hurdaya dayalıdır derim.
0
darknum
(19.03.07)
bu kişiyi tanımamanız, onun ailenizdeki ya da ailenize yakını bir kişiyi tanımıyor olduğu anlamına gelmez. size hakkınızda söylediklerini bu kişi(ler)den öğrenmiş olabilir. Mesela bu adamın/kadının numarasını nereden edindiniz? Biri size verdiyse kafadan hem sizi hem de bu insanı tanıyor demektir.
0
kermitz
(19.03.07)
Bu kişinin şarlatan olduğunu düşünenler bana mesaj atsın ben o kişinin cep telefonunu vereceğim o adamı aradıktan sonra buraya tekrar cevap yazmanızı isteyeceğim aa sonra beni de soytarı yapmamanız için lütfen bana hiç bir bilgi vermeyin.

ben üstteki cevaplardan "ravioli" ve "nihilanth" ınkini benimsemeyi seçtim. hala nasıl oluyor da hile hurda olduğunu düşünebiliyorsunuz.. nihilanth girişte çok güzel açıklama getirmiş evet şarlatanlar var.

fakat benim bahsettiğim durum çok farklı.. bahsettiğim kişinin numarasını veren arkadaşımı yaklaşık bir kaç aydır tanıyorum ve annemin-babamın ölüm sebebini ablamdan başka bilen hiç kimse yok yer yüzünde.. ya da ben öyle sanıyordum.

ama şarlatan-hile hurdacı sevenlere cevap yazmaktan yoruldum yine de cevap yazıp zahmet ettiğiniz için teşekkür ederim.
0
🌸enola gay
(19.03.07)
efendim oluyor böyle seyler. bizim basimiza da geldi, baskalarinin da geliyor nasil oluyorsa oluyor. hatta chuck palahniuk amcamizin nonfiction isimli eserinde bahsini yaptigi bir olayi da var ki o olay sonrasi oturup lullaby i yazmis.
0
atmacaged
(19.03.07)
metafizik aslında fizik ile sandığımızdan cok daha içli dışlı, olmaz öyle şey demek kolaycılık olur. piayasada sahtekarların sayısının ehil olanlardan cok fazla olması bizi yanıltmasın, zira ehil insanlar zaten piyasaya düşmez ve paraiçin falan yapmaz.
0
efruz
(19.03.07)
yıldızname diye bir şey var belki alakalıdır.
0
kimlanbu
(19.03.07)
Evet efenim ben de inanıyorum. Benzer olaylara birkaç kez rastladık biz de (annemle teyzem gitmişti bir kere v.s.)

Neyse efendim benim değinmek istediğim biraz farklı. Bir gün kapıya dilencimsi falcımsı bi kadın geldi annem de el falı mı ne baktırmış (ki annemin de faldır büyüdür böyle şeylerle alakası yok ama arada böyle saçmalıyor) işte kadına baktırmış falı mı ne kadın da 2 oğlun var (ki var ve Türkiye'deki çocuk sayısı ortalamasından yola çıkarsak bunu bilmek zor değil pek) demiş ve biri hayırsız olacak demiş(ya da buna benzer bir şey tam hatırlamıyorum). Normalde neredeyse hiç komplekse falan sahip değilim ki iddialı olmamaya çalışıyorum her zaman ama falcının söyledikleri ve birkaç sene sonra süregelen/giden hayatım bu sözü mal gibi hep hatırlamamı sağladı. Şu an okumaktayım(okul çok çok uzadı) ve çalışmıyorum da. yani kabataslak "hayırsız" gibiyim.

Kadının söylediklerinin sıkma şeyler olduğunu biliyorum (ha gerçekten gerçekleri söyleyenler olduğunu biliyorum) ve kadın hakkında şöyle iyi bu kadın fal konusunda böyle iyi bi kadın fal konusunda gibi bişey de duymadık. yani ona ve söylediklerine inanmak için bir nedenim de yok ama söylediklerinin atmasyon olduğunu bilsem de kafamdan çıkaramıyorum.

Of gereksiz yere uzun oldu yazı. Yani demem o ki kişi geçmiş ve bugün ya da gelecek hakkında kesin doğruyu görse/söylese bile bunun birçok zararı olduğuna inanıyorum. Kaldı ki gelecekten falan iyi şeyler söylese bile yine de "iyi" bir ruh haline sahip olabilmek için yeterli değil bu. Adam/kadın bana "oğlum gelecekte nobel mobel elini sallasan ellisini alacaksın" dese ve bu doğru olsa bile kendimi iyi hissedeceğimi sanmıyorum. Bırakalım hayatımız neyse onu yaşayalım. Üzerine gelecek treni öğrenip bunu haber alan insan raylardan kaçarken düşer kafasını betona falan vurur ölür neblim.

Ha bir de istihare var konuyla ilgili ama neblim İslama uygun hem günah da değil (fal, büyü, cin kullanma, gelecekten haber almak falan bunlar hep günah şeyler) insanı delirtmiyor da.

Bir de Paramparça Aşklar ve Köpekler'de harika bir söz vardı az biraz zorlayınca konuya uygun olabiliyor;

"Allah'ı güldürmek istiyorsan O'na planlarından söz et"

Not: Bu arada başınız sağ olsun.
0
colonizer
(19.03.07)
Anlatabilir de anlatamaz da.

Cinlere ve benzeri seylere inaniyorsan cevabimi bastan es gecebilirsin.

Inanmiyorsan Ingilizce'de cold reading diye adlandirilan olayi arastirmani oneriyorum. Cold reading'i iyi yapan insanlar bu olaydan haberdar olmayan kisileri, muneccim vs olduklarina rahatca inandirabilirler.
0
wpi
(19.03.07)
yahu bunun inandırması mı kalmış?

ben de hiç ama HİÇ inanmazdım diyorum size.. ya şimdi aslında çok somut ve çok ciddi bir olayı anlatmak istemiyorum o yüzden herkesin yaşamış olabileceği bir falcı deneyimimi anlatmak istiyorum. bunun nesi kandırmaca lütfen yapmayın etmeyin.. diyalogları kısım kısım yazacağım ama inanıp inanmamak size kalmış tabii ki..

böyle gayet cafe ortamı.. kahve içip fal baktırıyorsun.. hatta gittiğimiz arkadaşla özellikle hiç konuşmadık aramızda hani bir şeyler duyup bizimle ilgili, geri satmasınlar diye =)

falcı: " senin ailenin nerde olduğuna karar veremedim.. deniz var ama istanbul mu izmir mi karar veremiyorum.. "

tamam büyük şehirden geldiğimiz belli de bir şekilde.. şimdi bölünmeyi nası bildi adam? zira küçük yaşlardan beri ayrı olan anne ve babam şöyle ki: annem ve sülalesi istanbul'da, babam ve sülalesi izmir'de yaşamakta..

ayrıca benle gelen arkadaşıma da direkt "eskişehir" dedi ve bildi..

falcı: "seni çok ama çok üzmüş birisi var.. adında. h var.. ortadaki harf s.. son harf de n sanırım.. hasan mı?"

evet efendim.. gayet hasan..

nerden biliyor efendim? nasıl bir bilimsel açıklaması olur?

evet hayatta en hakiki mürşid ilimdir fendir.. ama bunlar en hakikisi diye başka olgular da yok diyemeyiz..

saygılar..
0
vercingetorix
(19.03.07)
Arkadaslar, israrla cold reading diyorum.

Ozellikle ustte vercingetorix'in orneginden yola cikip birkac seyi aciklayayim. Falci ailenin Istanbul'da ya da Izmir'de oldugunu soyluyor. Simdi eger vercingetorix busbutun izmir'li olsaydi falci neredeyse bilmis olacakti. istanbullu olsaydi da bilmis olacakti. ailenin bolunmus olmasi yonunde somut bir soz yok falcidan. vercingetorix sozu alip kendi bildigiyle birlestirdigi zaman "falci ailenin bolunmus oldugunu bildi" kanisina variyor.

"yeterince ileri teknoloji buyu gibi gozukur" diye bir laf var. yani biz gidip bugunku elektronik aletleri falan 300-400 sene once yasamis birisine gostersek bizim buyu yaptigimizi zanneder o kisi. simdi burada yazan insanlarin cogu elektronikteki teknolojik gelismelerder haberdar. ama obur yandan psikoloji, sosyoloji de yerinde saymiyor. insanlar hakkinda bilgi edinmenin cok ileri yontemleri var. ondan sonra insanlari konusmalarin hangi kisimlarini hatirladiklari, zihnin nasil calistigi konusunda da bilimadamlari bayagi yol katediyor. bu tip bilgiler pratik olarak cold reading'de kullaniliyor.

sonucta ne kadar akilli ve mantikli olursa olsun, cold reading'den haberi olmayan bir insan bunun kendisine basariyla uygulanmasi sonucu kandirilabilir.
0
wpi
(19.03.07)
önceliklecolonizer ın içimizde ilgili arkadaşa baş sağlığı dileyen tek insan olduğunuhatırlatır ve kendisinin hayırsız olmadığını göstermeye bu bile fazlasyıal yetmektedir. kaldı ki ben seninle yüzyüze de görüştüm , gayet bal lokum çocuksun :)

bu tahminlerin gerçekci olmadığına inanan varsa , 6. hissi kuvvetli ve vaktinde bu tür işlerle uğraşmış, yalnız artık cesaret edemediğinden pek yapmayan bir arkadaşımdan bu başlığa yorum girmiş kimi kişiler hakkında bir fikir yürütmesini istedim ve şu metni güç bela o söyledi, ben yazdım:

“Diğer insanların sseni sevmesine ve beğenmesine ihtiyaç duyuyorsun ve fakat kendini çok eleştiriyorsun. Kişiliğinde çeşitli güçsüzlükler olsa da, onları çoğunlukla telafi edebiliyorsun. Henüz açığa çıkmamış büyük bir potansiyelin var. Dışarıdan görüntün, disiplinli ve kontrollü, iç dünyanda ise sıkıntılı ve güvensiz olma eğilimindesin. Doğru karar verip vermediğin ve doğru şeyi yapıp yapmadığın noktasında kimi zaman ciddi kuşkuların vardır. Bir miktar değişimi ve çeşitliliği tercih ediyorsun ve sınırlamalar ve kısıtlamalar seni kuşattığında, hoşnutsuzluk duyuyorsun. Bağımsız düşünen bir insan olmaktan gurur da duysan ve başkalarının ifadelerini yeterli kanıt olmadan kabul etmezsin. Ama kendini başkalarına açmakta fazla serbest olmanın pek mantıklı olmadığını düşünüyorsun. Kimi zaman dışadönük, sokulgan ve arkadaş canlısısın; kimi zamansa, içedönük, tedbirli ve çekingensindir. Kimi istekleriniz de, gerçekçi değildir...”

bu metni mümkün olduğunca imla ve dilbilgisi hataları yapmadan yazmaya çalıştım, yaptıysam kusura bakmayın.

bu özelliğe sahip bir arkadaş var içinizde, bana özel mesaj atarsa hakkında daha fazla bilgi alacaktır. teşekkürler...
0
comptrol
(19.03.07)
çoğu kişi ne yazık ki yanlış anlamış beni. ben karakter analizinden, faldan ya da "çok iyi insansın çok güzel günler geçireceksin istediğin işe sahip olacak para sahibi olacaksın" tiplerinden bahsetmiyorum.

hayatımda adını sanını duymadığım birisini arayıp kendimle ilgili zaten bildiğim şeyleri bana söylemesinin açıklamasını istiyorum.

yer yüzünde nasıl bir insan böyle konuşabilir onu merak ediyorum çok net yazıcam artık çünkü zaten cevabımı aldım bir kaç arkadaş çok güzel özetlemiş.

aradığım şahıs: annenin adı ne?
enola gay (zafer): emine
aş: annen eklem rahatsızlığı ve beyin ile ilgili bir sorun yüzünden vefat etmiş. peki babanın adı ne?
enola: kudret
aş: bunu duymak istediğine emin misin?
enola: evet
aş: annenin ölümü yüzünden kendisini bırakmış.. çok üzgünüm.

(97 yılında babamla ilgilenen doktorun sözleri de az çok bu şekildeydi)

----------------------------------------

Sonuç: 1 yıl arayla anne ve babasını kaybeden birisi olarak paranormal olaylara meraklı olmam kadar doğal bir şey olamaz tabii ki bilinmeyen dergileriyle büyümüş, bilinmeyenler.net i açmış birisi olarak paranoyak olduğumu düşünebilirsiniz ama etrafınıza bakarsanız bu tür şeyleri yaşamış kişileri görebilirsiniz.

Kısaca herkesin kendine göre doğruları var herkes kendisine göre açıklamasını yazmış. Ben de bazılarını seçtim, hoşuma gitti.

Güzeldi.
0
🌸enola gay
(19.03.07)
Cinlerin varliklari hakkinda bu kesin olarak dogruymus gibi konusulmasi dogru degil bence. Cinlerin var oldugunun kaniti yok. Tanimadigim kimselerin inancina karismak istemiyorum, bu yuzden burada kimseden cinlere inanmamasini istemeyecegim. Ama "cin vardir" diyemeyiz kesin olarak.

Cinlere inanmayan birisi olarak asil sordugun soruya, sonradan yaptigin aciklamayi da hesaba katarak soyle cevap verecegim: "hayir, bu mumkun degil". Senin hakkinda bilmesi mumkun olmayan bir sey soyleyemez sana. Bir sekilde ogrenmis oldugu varsayarak daha mutlu yasarsin bence.
0
wpi
(19.03.07)
korku filmlerine döndü. kadın garip varlıklar görmektedir ve kocası dahil kimse ona inanmaz. hatta deli olduğunu düşünürler. sonunda herkes gerçekle yüzleşir yahut kadın anlamsızca ölür :)

herneyse konuya dönecek olursak kişilerin şahsi tecrübelerinden elbette belirli bir şeyin varlığına kesin olarak inanamayız. bilim somut dayanaklar arar inanç ise soyut birşeydir. başkasının yaşadığı deneyimlerden arta kalan bir şey değildir.

hz. ali, gayb perdesi açılsa (yani her şey ona gösterilse) imanım artmaz diyerek inancın görülerek değil, hissedilerek ve düşünülerek olması gerektiğini söylemiş bize.

cinlerin mevcut olup olmadığı söz konusu değil. şimdi size ben gördüm o zaman vardır diyemem bu benim deneyimimi kapsar. size yardımcı olacak tek şey @shirak'ın da mesajında dediği gibi bunun sadece islam dinine ait değil, tarihte var olan bir çok dinde kullanılmış olmasıdır. bu da sanırım böyle birşeyin gerçek olma ihtimalini kuvvetlendirebilir.

insanların "gerçek" dediği şeyler şey herkesin görebildiği ve varlığını farkedebildiği bir şeyse zaten cinler "gerçek" değildir merak etmeyin ;)
0
nihilanth
(19.03.07)
shirak rahatsızlık duyma olayından bahsetmiş. siz de de oluyor mu bilmiyorum ama ben ne zaman cinlerden bahsetsem başım ağrır.

rahmetli halam kahve falı bakardı. o da falı bıraktığında sebebi sorulduğunda fal bakarken rahatsız edici ve ürkütücü baş ağrısı yaşadığını söylemişti.

bu tip deneyimleri yaşamıştır bir çok kişi.
yardımcı olması açısından yazdım.

böyle şeylere inanmayan fakat ilgilenen kişilerin önü engellenmemeli bence,araştırsınlar her bişeyi. ama tabi inananlar fazla kurcalamamalı bence de.
0
nihilanth
(19.03.07)
telepati olabilir... ciddi bir cevaptır.
0
dirk pitt
(20.03.07)
Paranormal/doga ustu olaylarla ilgilenenlere James Randi Educational Foundation'a bakmalarini oneriyorum. Web sayfa link'i asagida. En ilginc kisim bu insanlarin doga ustu (cin min dahil herhalde) herhangi bir olayi/yetenegi kanitlayabilen kisilere 1 MILYON DOLAR odul veriyor olmasi.

Odul hakkinda bilgi:
www.randi.org

Vakfin ana sayfasi:
www.randi.org
0
wpi
(20.03.07)
wpi nin 1 milyon dolarlık entrysine istinaden:

vay anasını bir nevi ghost busters yani, hadi aslanlarım biliyorum yüzümü kara çıkartmayacaksınız; bizdeki cinler, ruhlar, evliyalar,yatırlar hiç bir ülke de yoktur . demek ki türkiye de bunu öğrenenlerden birisi sizsiniz-yoksa birileri almış olurdu bu ödülü; alın bir milyon doları o kendini çok bilmiş bilim adamından da kapak olsun bu ona. üstelik adamın geleceği hakkında birşeyler söylerseniz 2 MİLYON DOLAR bile alabilirsiniz bence. hem sadece islam da yoktu bu cinler değil mi, vodoo su var, hinduzimi var , var oğlu var. hala orada mısın, hadi ghost busterlarım, may the force be with you. bizi de bir yemeğe götürürsünüz artık.
0
comptrol
(20.03.07)
wpi teşekkürler bilgi için. enteresanmış.
0
nihilanth
(20.03.07)
şehsen benim tanıdığım bir insan bu gibi işlerden bir milyon dolardan fazlasını kazanıyor.. adam henüz 20 küsür yaşında, ama bir telefonla özel jeti geliyor, kapıda özel şoförü bekliyor.. büyük avrupa kumarhanelerinin baş danışmanı..

kendisi hakkında çok fazla şey yazmak istemiyorum, okuayacak olursa tepkisi ne olur bilmiyorum.. ama siz daha soracağınız şeyi aklınızdan geçirirken onun dönüp cevap vermesi, yaptığı bir yığın şeyden sadece bir tanesi..

çok yazarsam inanmazsınız muhtemelen ama böyle insanlar var arkadaşlar.. kabul etseniz de etmeseniz de.. karşılaşsanız da karşılaşmasanız da..
0
vercingetorix
(20.03.07)
dirk pitt in ciddi cevabına katılıyorum bende.eger enola gay'in verileri tamamen doğruysa tabi.
ayrıca bu telepati olayı zaten beyinlerin fiziksel yakınlığı ilede alakalı değil.isim üstünden yapılan bi değerlendirme çok sallamasyon olurdu.
bu ilginç bi konu tamamen materyalist takılan ya da cin bilmemne vardır diyen gruplara 2 side yoktur diyemezsiniz.
şu tarz birşey size de olmuştur, mesela içinden hande yener şarkısı söylersin, karşıdan arkadaşın gelir o şarkıcı ile ilgili bişey söyler.tesadüf diye bişeyin olmadıgına inana telepatik görüşte var, bilinçsizce yapılmış bi telepati örneği gerçi bu.
0
x factor
(25.03.07)
Amerika'da bu konularda 26 yildir bilimsel arastirma yapan, paranormal seylerin var olduguna inanan ve kanitlamaya calisan Princeton universitesi PEAR labratuvari bu sene en sonunda kapandi. NY Times gazetesinde cikan haberin linki asagida.

26 yil arastirma yapip, para yonunden sikinti da cekmedigi halde kapandigina gore en ufak bir sey ispatlayamadigini anlamak zor degil.

Insanin yeteneklerinin boyutunu anlamak kolay degil. Cogumuz kucumsuyoruz farkinda olmadan. Kucumsedigimiz icin de varsaydigimizin otesinde bir kabiliyet gordugumuz zaman bunu doga ustu guclere yoruyoruz.

Buna ek olarak, ve belki daha onemli olarak, olasiligin hayatimizdaki etkisini kavrayamiyoruz. Dunyada alti milyarin ustunde insan var. Milyonda bir olur dediginiz sey 6000 insanin basina gelebilir yani. Anlamasi zor cunku ortalama insanin icinde yasadigi dunya yuzlerce, ya da en fazla binlerce kisiden olusuyor. Anlayabildigimiz rakamlar bunlar. Ama gercek dunya bundan cok daha buyuk. Ve o yuzden arada bir gercek dunya bizim kucuk dunyamiz ile kesisince sasiriyoruz. Normal bir sey bu, paranormal degil.

-----
www.nytimes.com
0
wpi
(30.03.07)
şahısa ulaşamadığım için yorum yapamayacagım : ) ama olabilir evet var boyle şeyler demekle yetiniyorum. özellikle falda bazen insan şaşkınlıktan ağzını kapatamayacak duruma gelebiliyor hakikaten.
0
likeinme
(30.03.07)
ne mistik milletiz be. ekşi duyuru açıldığından beri en çok cevap alan başlıklar paranormal, psikolojik konular.
astroloji, cinler falan bunların hepsi vardır. ama onlara inanmak fayda getirmez. insanı kaderci yapar. hayatla savaşma isteğini yokeder. her şeyi kolay kabullenmenizi sağlar. mutlu olmak için gerçeğe değil kendi gerçeğimize ihtiyacımız var.
0
sf arjuna one
(30.03.07)
Arkadaslar, "vardir, yoktur, olabilir, olamaz" derken bir de neden boyle dusundugunuzu soylerseniz tartisma / muhabbet daha iyi gececek diye dusunuyorum.
0
wpi
(30.03.07)
benim taktigim esas nokta, bu konuya inananlar konussun, gerisi konussun yaklasimi. ben paranormal, metafizik; artik nasil adlandiracaksaniz adlandirin, bi fenomenlerin hicbirine zerre kadar inanmayan biriyim. bana, boyle bi sey gercekten varsa, buna inandirmak kadar kolay bi sey olamaz. bahsi de gecmis, randi - ki kendisi de bir illuzyonisttir - boyle bi yetenegi oldugunu kanitlayanlara yine dendigi gibi bir milyon dolar vermeye hazir. ki bu insanlar bi sekilde ongoru veyahut gercege dair bir bilgi verdiklerini iddia ettiklerine gore bu tur bi double blind testi gecmeleri cocuk oyuncagi olmali.

"hz. ali, gayb perdesi açılsa (yani her şey ona gösterilse) imanım artmaz diyerek inancın görülerek değil, hissedilerek ve düşünülerek olması gerektiğini söylemiş bize." gibi inanc temelli yoldan kendini tamimlamadigina gore bu insanlarin cogu, randi son onbir yil icinde bu parayi herhalde bikac bin kere dagitmis olmaliydi.

demem o ki, korukorune inanmak istiyosaniz; buyrun inanin, ama ongoru yapmak gibi fonksiyonlarina inaniyorsaniz bu tip seylerin, nasil kendileriyle celistiklerini gormeyi eminim ki siz de istersiniz.
0
kurulananfok
(30.03.07)
hiç tanımadığımız bir kişiyi arıyoruz ve sadece ismimizi söylüyoruz. ve o kişi ailemizle ilgili "hiç kimsenin ama hiç kimsenin bilmediği şeyleri" söylüyor öyle mi?
oldukça iddialı, dikkat çekici, şaşırtıcı bir durum bu. olayı bu şekilde algıladığından, bu konulara ilgin ve aileni kaybetmiş olmanın verdiği hassasiyetle bu olaydan çok etkilenmen ve bu şekilde algılaman doğal.

ancak verdiğin diyalog bu yukarıdaki iddiaları taşıyamıyor. öncelikle annenin ve babanın ölüm nedenini (başın sağolsun bu arada) sen fark etmemiş olsan da çevrendeki herkesin (senin yolda görsen tanımayacağın ama seni uzaktan tanıyanlar dahil) bildiğine eminim. böyle şeyler gizli kalmaz, virüs gibi en ilgisiz kişilere kadar yayılır biliyorsun toplumumuzda.
ayrıca sen tanımadığın bir numarayı arıyorsun ki konuştuğun kişinin hiç tanımadığın birisi olduğundan bile emin değilsin. ve dahası onun seni tanımadığını veya seni tanıyan birisini tanımadığını da bilmiyorsun. arkadaş zincirleri söz konusu olduğunda en ilgisiz kişiye bile çok yakın olduğunu görüyorsun.
ve son olarak yukarıda da birilerinin söylediği gibi bir tür veritabanına bakmadığını nereden biliyorsun. sonuçta (doktorun söyledikleriyle de örtüştüğüne göre) resmi kayıtlar için sır değil bunlar. aslında babanın ölüm nedenini en son bilecek kişi sensin gibi geliyor bana. aynı dönemde aynı ruhsal çöküntünün içerisinde olacağından babandaki değişikliği sen fark etmemiş olabilirsin ama çevresindekilerin gözünden kaçacağını sanmam.
Sanırım "tanımlanabilen yaşam formları"nın senin hakkında senden daha fazla şey bilebileceğini kabul etmen gerekiyor.
[bir de konuyla ilgili daha fazla bilgi verirsen iyi olur. nasıl bir numara bu, nereden buldun. 118 bile paralı, bu adam her arayanın sırlarını mı anlatıyor. neden? başka kime ne sırlar anlattı. sadece ölüm nedenlerini mi biliyor? vs.]
0
zebra ureticisi
(31.03.07)
ben de zerre kadar inanmam bu işlere. zaten öbür tarafın varlığına da inanmam. bu evreni yaratan güç konusunda değişik teorilerim var sadece. ama keşke olsa diyorum. keşke elimde inanabileceğim somut bir kanıt olsa. beni tamamen inandıracak şekilde. mişli muşlu anlatılanlar beni zerre kadar etkilemiyor açıkçası. başıma gelmesi lazım.
0
oldtimer
(31.03.07)
aradığınız kişi şarlatanmı medyum mu bilemem ama gayet terbiyeli biriymiş. hiç tanımadığım biri beni arayıp sadece adını söylese ben ana avrat yardırırdım. öylede terbiyesizim.
0
zittirulp
(31.03.07)
doğrudur, vardır. örnekleyelim:
abim (ismi hakan'dır) yolda yürürken dilenci/falcı karışımı bir kadın yerde oturduğu yerden abime doğru uzanır ve abimin üzerinde hiç bir şekilde ismini belirtecek bir işaret olmamasına rağmen, ve abimi tanıyor olması ihtimalinin sıfır olmasına rağmen "hakanım, hakanım, gel, falına bakmam lazım" diye ısrar eder. korkan abim kaçar. (belki çok önemli bir kaderi vardı da kadın bunu açıklayacaktı di mi, niye kaçarsın ki)

dedemin abisinin karısı (benim neyim olur hiç bir fikrim yok) yani rahmetli sabiha yengem bir gün yeni taşındığı apartmanda ikamet eden deli falcıya gider. falcı tanıdığının yakını olduğundan kendisinden para almaz ve sadece elini tutarak sabiha yengeme geleceğiyle ilgili net ve kesin olaylar söyler ve olayların ne zaman olacağını açıklar, olaylar, (x isimli bir tanıdığının y tarihinde vefat etmesi'ne kadar)aynen açıklandığı gibi gerçekleşir.

bunu açıklamak için bir teori mevcut, her ne kadar kanıtlanması imkansız olsa da. buna "zamanın bütünlüğü teorisi" diyebiliriz, kendisine verilmiş başka bir isim var mı bilemiyorum. yani olay şudur ki, nasıl leonardo da vinci zamanının ötesinde icatlar gerçekleştirdiyse (paraşüt, bisiklet, roket vb) bu insanlar da farkında olmadan aslında zamanın bizim gördüğümüz "şimdi"den ötesini görürler. yani bir şekilde algıları bizim bildiğimiz insanların algılarından daha geniştir ve zamanın daha geniş bir kısmına hakim olabilirler ve olmuş ve olacak olayları bu zaman dizisi içinden çekip günümüze çıkartabilirler.

konuyla ilgili bilgim sınırlı olduğundan yorumlarımı bu noktada kesmeyi uygun gördüm, umarım yardımcı olmuşumdur.
0
error 6
(01.04.07)
her olayın, açıklanmadan önce paranormal bir olay olarak betimlendiğini hatırlatayım ilk olarak.

her şeyin bir açıklaması var, fakat sanırım çoğunluktan farkım; tüm bu olanların bir şekilde pozitif bilimlerle açıklanabileceğini veya herhangi bir şekilde bunu açıklayan kavramın tam olarak anlaşıldıktan sonra bu bilimler arasına gireceğinin kesin olduğunu düşünmemdir.

insanoğlunun inanç arayışı sonucu dinlerin oluşması gibi, siz de inanmak istediğiniz şey için bir yol bulabilirsiniz kendinize. kim bilir bu sizi çok etkileyen telefon konuşmasından önce kaç yüz tane başarısız tahmin yapıldı sizin hakkınızda. tesadüf dersem gülersiniz, fakat bunu da ciddi olarak değerlendirmeniz gerekir.

cin gibi yokluklara inanmamı doğal karşılayın lütfen, ortada hiçbir kanıt ve akla yatkın bir izahı yokken. biz onlarla bu kadar iletişim kurmaya çalışırken, onlar neden sessiz kalıyorlar?

düşük bir ihtimal de olsa telepati olabilir. düşük ihtimal olmasının nedeni, büyük bir yetenek olması ve bu yeteneği fark etmenin sahip olmaktan daha zor olmasıdır.

inanmak istiyorsanız, kendinize inanacak bir şeyler bulabilirsiniz. gördüklerinizi, duyduklarınızı bir şekilde kendinize adapte etmeniz hiç de zor değil. sonuçta benzer hayatlar yaşıyoruz, ne kadar farklı olduğumuzu düşünsek de... böyle bir tahmin, mucize değil.

beni üzen, sözlükte takip ettiğim ve fikirlerine güvendiğim kişilerin, olayların pek üzerine kafa yormadan körü körüne inanmaları. kendinize inanın.
0
paranormal
(01.04.07)
Var böyle şeyler...Bizle hiç alakası olmayan bir kişiye İzmir'de babamın fotoğrafını veriyor bir tanıdık, bizden de habersiz yapıyor bunu...O zat benim adımdan tut da tüm sülale şeceresini, işini gücünü söylüyor, akabinde de gelecek tahminlerinde bulunuyor..Şu günlerde akıl sağlığı bozulma durumundaymış diye duyduk sonradan o tanıdıktan...Vaşş diyesi gelmiyor değil insanın...Mucizevi bir durum sözkonusu...Mucizeler olmayacak diye bir kaide de yok..
0
turcopolis
(01.04.07)
böyle yeteneklere sahip kişilerin "şerrefsiz evladı" olduğuna dair ciddi bilgiye sahibim. arkadaşım hasta mısın? gel bak ne güzel geleceği görebiliyosun. şununla bilimin gelişmesine yardım et. felaketleri önle, aidse, açlığa çare ol. telefonla müneccimlik yapmaktan başka bi faydan olsun insanlığa.
"that doesn't work that way" diyenlere "how does it work?" deme hakkımı her daim saklı tutuyorum.
0
kabizcik
(02.04.07)
Öncelikle başın sağolsun, üzücü bir kayıp olmuş.

Bir de harflerden giden bir fal tekniği var ama muhtemelen o teknik de senin bu konudaki merakını tatmin edecek bir teknik değil. İsmini hatırlasam söylicem ama sonuçta dünya üzerinde bir sürü ayşe var mesela, sadece isim üzerinden gidilebilseydi bütün ayşelerin kaderi aynı olurdu, zira sanırım soyadını söylememişsin. Artı bu teknik hesaplamalara falan dayanıyor, o nedenle o kadar çabuk cevap veremezdi onu kullanacak olsaydı.

Kendi teorimi kendim çürüttüm, kendimi kutluyorum.:)
0
aysegulnazcan
(02.04.07)
dünya göründüğü gibi basit değil, biz sadece görmek istediğimiz gibi görüp ruhumuza huzur pompalıyoruz. bazıları bunu reddedip "lan! daha farklı şeyler olabilir" dediğinde ötelerle tanışabiliyor. mesela ben ve rüyalarım ve rüyalarına girdiğim gişiler :) paranormal olaylar için sadece takdir ilahi diyebileceğim.
0
kezman
(11.04.07)
pek fazla bilinmiyor olsa da duru görü denilen -halk arasında da kalp gözü açık derler buna ki ikisi farklıdır- bir şey var.eğer biraz araştırırsan öğrenebilirsin ya da bana ulaşırsan ben sana anlatabilirim.
bizim düşündüğümüz kadar basit bir şey değil ruh.ruhumuzla birçok yerde gezinebilir ve birçok yetimizi de geliştirebiliriz ancak bunun için çalışmamız gerekir.bazı kişilerde de doğuştan bu yetiler olur zaman içinde ya kaybederler ya da daha fazla geliştirirler..böyle işte.
0
eveline
(27.05.07)
Bazı kişilerin bir şekilde telepati mi dersiniz, karşısındaki insanın beyin dalgalarını yakalayıp çözme mi dersiniz ne dersiniz, bu tarz yetenekleri var hakikaten. Benim kuzenin eşi bekarken bir aralar iyice sardırmış bu falcı mevzusuna, bir keresinde gittiği bir falcı karşısında kendisini evli ve üç çocuklu olarak düşünmüş, falcı eleman da şak diye sen evlisin ve üç çocuğun var demiş (ehhe şehir efsanesi anlatır gibi yazdım sanırım ama böyleyken böyle). Geleceği görebilen vesiyonları olduğundan ise aksine şahit oluncaya kadar şüphe duyarım yalnız...
0
hulleci
(16.06.07)
falcılık değilde bir şeklde karşındakinin aklından geçeni okuyabilen birisiyle ben de karşılaşmıştım. bir komşumuz ki kendisi bu özelliği sebebiyle bol bol kahve falı bakardı, tabii tamamen ücretsiz olarak. ancak işin içinde fal olunca olaya inanmayan bana bir gün hep birlikte sahilde yürürken öyle havadan sudan sohbet ederken yine havadan sudan sohbet ettiğini sanarak bir çok şey söylemişti, o sırada kimseye hiç söylemediğim ama aklımı her zaman doldurmuş olan. hem de çok net olarak, ama işin garibi ne söylediğinin kendi de farkında değildi, söyledikleri yüzünden benim donup kaldığımı fark etmedi bile, hala havanın ne kadar sıcak olduğunu filan söylüyordu. ancak tabii şu da var hiç bir şekilde geleceği filan söylemedi, saçma ve hiç olmayacak olsa da benim içimde olan neyse onu söyledi, ancak sen şöylesin böylesin türünde herkese uyabilecek muğlak şeyler değil, çok somut bir şekilde. o zaman öyle kalmıştım ben akşam akşam, kimse de fark etmemişti.
0
kern
(02.07.07)
ben de lise yıllarında ölesine kahve falı bakmaya başlamış ve zamanla bu anlamda çevremde ünlenmiş biri olarak, yani bu kez bakan taraf olarak konuyla ilgili deneyimlerimi paylaşmak istiyorum. ben bunu nasıl yaptığımı bilmiorum ama kahve falı bakarken bugüne kadar birçok ilginç olay yaşadım. hayatımda ilk kez gördüğüm arkadaşımın kardeşinin arkadaşının annesine (birbirimizi ne kadar tanımadığımızı anlatmak için özellikle yazdım) yoğun istek üzerine fal baktım. hiç muabbet etmedik. direk fal olayına girdik. şehir dışında bir evleri olduğunu bu evde ekim - dikim yapıldığı yani bi nevi çiftlik evi olduğunu söyledim.ankara dışında çiftlik evleri varmış. ve uzatmiim bu evle akrabalarla ilgili yaşananları anlattım. bi avukatın bu evle ilgili davada başarısız olduğunu, a ile başlayan yeni avukatla şanslarını denemelerini söyledim. vesaire vesaire. bir keresinde hayatımda ilk kez gördüğüm bi kıza sevdiği çocuğun ismini söyledim direk ve hakkında bir çok şeyi. bir başka sefer evli ve hiç tanımadığım bi kadına baktım ve kadının bi işle ilgili görüştüğü biriyle ilişki yaşadığını ve bir dolu şeyi söyledim kadın dumur oldu.bazen kendim yok artık dediğim şeyler bile çıkıveriyor ağzımdan. bunlar nasıl oluyor, nasıl oluyor da biliosun derseniz tam bir açıklamam yok aslında. fincandaki şekilller bakarken bi anda anlatmaya başlıyorum.devamı geliyor. ağırlıklı olarak da şekilleri yorumluyorum ama o kadar çok ilginç ve imkansıza yakın şeyi, ayrıntıları filan bildim ki. ben de bi anlam veremiyorum. zaten artık bakmıorum. sadece bunun mümkün olduğuna dair bişiler söylemek istedim.
0
hushhush
(16.07.07)
öncelikle başınız sağ olsun.

nihilanth bir cevabında cinlerden bahsettiğimde başım ağrır demiş. buna psikosomatik demek çok doğru olur bence. kendim için konuşursak yüksek gerilim hatları, yüksek miktarda manyetik alan olan yerler (mr cihazının olduğu oda, cihazın içi) trafo yakınlarından geçerken başım ağrıyor benim de. yalan değil. bir popüler bilim dergisinde elektromanyetik dalgalar ile baş ağrısı arasındaki ilişkisi ile ilgili bir makaleyi okumadan önce böyle bir şey yaşamazdım. benim için olduğu gibi ilk başta da dediğim gibi psikolojik uyaranlara verilen istem dışı somatik cevaplar denilebilir bu duruma.

asıl konuya dönmek gerekirse açıklaması karmaşık da olsa zor değil. hiç tanımadığınız kişiyi sizin için random bir zamanda aramışsınızdır, ama acaba o kişiyi aramanız random bir olay mı? yoksa birisi size belli etmeden aramanızı mı sağladı? o kişi çeşitli kurumlardan sicil takibi yaptıktan sonra işine yarayabilecek bilgileri toplayıp sizden bu aramanın gelmesini bekleyebilir. yanlış anlamadıysam bir arkadaşınız vermiş numarayı size. hikâye ile tutarlı. ikinci durum da evlatlık verilen kişilerin gerçek anne babasını arayan kişilerin de yapabileceği prosedürleri içeriyor. bu konuda da bir sorun yok. bir de etrafta size yakın olan birisi ile bir plan yaptıktan sonra böyle bir açıklama yapılabilir diye düşünüyorum.

ha, diyelim ki bu olay şu anki teknoloji ile açıklanamıyor, o zaman durumu bence hiç açıklayamayız. cinler konusunda kesin bilgiye ulaşamayacağımız aşikâr. peki ya hiç bilmediğimiz bir teknolojiyse? bir arkadaş bahsetmiş, siz, ateşin bulunduğu zamanlara yanınızda 1 liralık bir çakmakla gidebilseydiniz o insanlar size tapabilirdi bile. daha yakın zaman için bir örnek verebiliriz, zamanında insanların ayaklarının yerden kesilmesi olası değilken 15 saat boyunca havada kalıp neredeyse dünya üzerinde bir tur atmak için bir 200 yıl önce insanlar ne düşünürdü sizce? velhasılıkelam, bence düzmece değil ise açıklamak için yeterli bilgiye henüz sahip değiliz.
0
tom riddle
(04.01.08)
anlatabilir, mümkündür, hatta doğaldır -çünkü böle çok insan gördüm ve onları görme sebebim asla bana gelecekle ilgili bilgi versin değildi ondan doğal geliyo olabilir-
bu bahsettiğim bilgi vermeden bilgi alma olayı. ha doğum saati-tarihi-yerini söyle bir astroloğa (ama astrolog derken gerçekten astroloji bilen birine demek istedim yoksa güne$ burcunu bilen herkes astrolog lan hehe) anlatır sana her bi$eyini. yani gerçekten biliosa yapabilir. valla bak.
0
ari maya
(13.01.08)
inanmayacaksınız ama benim bir yakın akrabam rüyasında tanımadığı insanları görüyor ve onlara bir şekilde gerçek hayatta ulaşıp yardım ettiğini söylüyor.

bir gün annem ve komşumuz o yakın akrabamıza giderken, annemin ayakkabısı çukura takılıyor ve dengesini kaybediyor. sonra yakın akrabamızın evine vardıklarında, annem ona anlatmadan, o ayakkabasının başına gelenleri söylüyor. bu gerçekten yaşanmıştır.

not: şimdi kafama takıldı. galiba annemin ayakkabısının topuğu kırılmıştı o gün. acaba o kırığı görüp mü bunu söyleyebildi, emin değilim.
0
sirrikadem
(09.03.08)
gelecegi görmüyosa kesinlikle cin dir.

bilen bilir izmirde örnekköy de pasaklı birsen diye bi falcı var. yaslı kendi halnde bi kadın. sadece isim sorar, suya bakar anlatır. annem arada bir gider tavsiye alır bu kadından.
bildiklerini duysanız inanamazsınız. bir hanenin icinde olan, hane dısından kimsenin bilemeyecegi seyleri anlatıyor.gözümle görmesem inanmazdım o derece.

büyü falan da yapmaz yani öyle sacma sapan seyler yok. gelecegi tahmin edemiyo tabi ama geçmişi ve bugunu cat cat söylüyor. benim sadece kocamın adını vermemle kediye, muhabbet kusuna ve saf yüne alerjisi oldugunu bildi, daha ne olabilir ki?
bide bunu onceden biliyo olması imkansız, cunku arada bi tanıdık yok, veya yakınında/baskasına anlatmıs degiliz. kaldı ki suan burda söyleyemeyecegim aile ici hiçkimselerin bilmedigi özel seyleri bile söyledi kadın.

cin diyorum cin. baska acıklaması yok bence bu olayların.
0
merope
(20.06.08)
herkes başından geçenleri anlatmış, ben de dayanamayıp kendi başıma gelenleri anlaticiim dostlar. bilen bilir izmir'de bir çok mekan var "kahve sizden, fal bizden" sloganıyla çalışan. yani gidip türk kahvesi içiyosunuz, sonra birisi gelip falınıza bakıyor. ben de bir arkadaşımdan duyup geyik olsun diye başka arkadaşlarımla gittim bir gün, gelen falcı ben ve arkadaşlarıma hayatımızda ne olup bitiyosa,geçmişte ne olmuşsa bir bir anlattı, bildiği, anlattığı şeyler inanılmazdı. örneğin babamın o sıra belinden rahatsız olduğunu, kız arkadaşımın isminin içinde "f" harfinin geçtiğini, o sıralar kafama neyin takıldığını söyledi, bunlar buraya yazdıklarım, bir de yazmak istemediğim bir sürü şey var. yaşadığım şoku anlatamam.
sonra aynı yere sürekli takılmaya başladım, bir çok falcıya fal baktırdım. kimisinde tutturamadılar,kimisinde acaip saçmaladılar. (hatta bir keresinde acaip saçmalayan bir falcı bayan "sen de medyum özellikleri taşıyosun,o yüzden göremiyorum senle ilgili şeyleri" demişti). ama çoğu zaman doğruları bildiler. (bir de mekandaki erkek falcıların çoğunun feminen tipler olduğunu belirtmek isterim, bunu belirtiyorum çünkü % 90 ı böyleydi,gay gibiydi. lüzumsuz bilgi veriyorum burda :P ) her ne kadar beni çok etkilese de her gittiğimde bunun gerçek olamayacağını, işin içinde mutlaka bir illüzyon ya da sahtekarlık olduğunu düşündüm, böyle bir şey gerçekten olamazdı, mutlaka bir hinlik vardı. bu fal muhabbetine bir ara verdim,epey gitmedim o mekana, sonra bi gün yine gittiğimde, yeni gelen bir falcıya fal baktırdım. çoğu şeyi bildi, ama ben hala olayı ciddiye almıyordum ve bu illüzyonu nasıl yaptığını düşünüyordum.ta ki annemin,babamın,sevgilimin, en yakınımdaki insanın bile bilmediği, yani benden başka bir insanın bilmediği,bilme ihtimalinin de sıfır olduğu bir şeyi söyleyene kadar. yemin ederim ki bildiği şeyin başka bir insan tarafından bilinebilme,tahmin edilebilme ihtimali 0 (sıfır). söylediği şeyi kimsenin öğrenme ihtimali yoktu, tahmin edebilme ihtimali de yoktu. söylediği( bildiği) şeyden sonra tabi benim illüzyon,hinlik teorim çöktü. bu başka bir şeydi.

başlıkta yazılan tüm cevapları okudum, farklı açıklamalar ve nedenler getirenler olmuş. ben bunu bir nedene bağlayamıyorum. şu sebepten biliyorlar diyemiyorum. ama şunu diyebilirim ki böyle insanlar var ve sizin hakkınızda bazı şeyleri bilebiyorlar, görebiliyorlar, bunu nasıl yapıyorlar bilmiyorum ama yapabiliyorlar.

not: yollamadan önce okudum da yazdıklarımı. ulan yıllarca gerçek kesitle, sır kapısıyla dalga geçiyoruz, kendi anlatım dilimize bak. bahsettiğim konuya bak. hey allaaam. ayrıca yazıdaki dublaj türkçesinin etkilerini siz de farkettiniz mi? ehehe neyse, acaip uykusuzum ondandır belki, birazdan yatıp yarın 17.00 de fln kalkmayı düşünüyorum. kendinize iyi bakın, akıllı olun.
0
nerdeyim ben
(07.11.08)
sevgili sirrikadem bir ghost whisperer vakası mı yaşıyorsunuz?
0
yanntiersen
(10.01.09)
çok kişi bunların olduğunu iddia ediyor. Ama bahsi geçiş, "paranormal yoktur!" diyen James Randi abimiz "paranormal bulana veya getirene 1 milyon dolar" vericem dedi ve hala para kendisinde.

Ve eskiden bir programa böyle yeteneği olduğunu iddia eden bir dolu adam çıkardı. Eşyaya dokunarak geçmişini tahmin eden mi dersiniz, insan aurası gören mi dersiniz. Hepsi de programda çuvalladı. Böyle durumlarda da paranormal kişiler "yani aslında benim gücüm var ama makina değilim, bu ortamda çalışmadı gücüm" falan diye zırvaladılar. Ve konu böyle paranormal kişiler falan olunca hep bir gizem öğesi oluyor. Yani bu insanların hiçbiri gücünü kontrollü ortamlarda, televizyonda göstermiyor. Tercih mi etmiyorlar, bir ihtiyaç mı duymuyorlar bilemem.

Bu konuda bir de Uri Geller'in adı geçmese olmaz. Bu arkadaş Türkiyede de program yapmış, paranormal güçlerle dolup taştığını iddia eden bir ilüzyonisttir ve James Randi tarafından maymun edilmiş, sahtekarlıkları çok kez televizyonda gösterilmiştir.

Bunun için o kişiye sorun bence, "olayın ne" diye. Hissediyorum vs. diyebilir. Derse kontrollü deneyler yapın bakalım ne kadar tutuyor. Ne bileyim çırılçıplak soyunup arayın bakalım tahmin edebilecek mi... Ailenizle ilgili bildiği şeyleri açıklayamam ama bazı durumlarda sosyal zekası yüksek kişiler karşıdaki insanların ne hissettiğini vs. kolayca anlayıp manipüle edebilirler
0
kasketli
(24.01.09)
Enola gay gittiğin falcinin telefonunu msj la iletirsen cok sevinirim:)
0
fndmntl
(08.10.13)
(1)

post apocalyptic

enola gay
post apocalyptic döneme ait bir dizi söyler misiniz? sanırım zamanında fox tv de yayınlanmış.. arkadaşım söylemişti ama adını unuttum.
post apocalyptic döneme ait bir dizi söyler misiniz? sanırım zamanında fox tv de yayınlanmış.. arkadaşım söylemişti ama adını unuttum.
0
enola gay
(03.03.07)
0
🌸enola gay
(03.03.07)
(2)

tank oyunu arıyorum

crimson king
efendim şahıs olarak tank hastası bir bireyim. ferrari mi, tank mı? deseler, afedersiniz ferrari ne s.kim derim. bana çeşit çeşit tankları kullanabileceğim, delta force tadında savaşabileceğim, modifikasyon olayına girebileceğim, hazırda atıl duran direksiyonumu da kullanırsam tam süper olacak bir o
efendim şahıs olarak tank hastası bir bireyim. ferrari mi, tank mı? deseler, afedersiniz ferrari ne s.kim derim. bana çeşit çeşit tankları kullanabileceğim, delta force tadında savaşabileceğim, modifikasyon olayına girebileceğim, hazırda atıl duran direksiyonumu da kullanırsam tam süper olacak bir oyun arıyorum. bilen varsa, yardımcı olursa çok müteşekkir olurum. sevgiler.
0
crimson king
(07.02.07)
armored fist serisi ilaç gibi gelir.
0
lepidodendron
(07.02.07)
istemediğin kadar tank oyunu - simülasyonu var bu linkte:

www.tanksim.com
0
enola gay
(07.02.07)
(5)

eksi duyuru misali siteler

portishead
boyle insanların sorularını sorup cevap ve yardım topladıgı, eksi duyuru benzeri siteleri okumak zevkli ve ogretici eylemler. benzer amacı guden siteler varmdır peki acaba,bilenler yazar mi, ogrenelim reklam olması pahasına... bir de turkce olması tercih sebebi...
boyle insanların sorularını sorup cevap ve yardım topladıgı, eksi duyuru benzeri siteleri okumak zevkli ve ogretici eylemler. benzer amacı guden siteler varmdır peki acaba,bilenler yazar mi, ogrenelim reklam olması pahasına... bir de turkce olması tercih sebebi...
0
portishead
(31.01.07)
qna.live.com (msn soru cevap servisi)
0
enola gay
(31.01.07)
Ne yazik ki Turkce degil ama benim epey begendigim, cok genis konulu bir tanesi Ask Metafilter: ask.metafilter.com
0
wpi
(31.01.07)
yahoo answers da fena diildir
0
turkish tekila
(31.01.07)
artık kapanmış olsa da google answers (answers.google.com)

sorulanların arşivi halen mevcut okumak için.
0
marsec
(01.02.07)
anet newsserver her ne kadar web sitesi olmasa da sözlük dışındaki en önemli türkçe kaynaklardan birisidir
0
her kuyuya tas atan deli
(01.02.07)
(1)

Joomla!, Tema, Logo vs.

yoldaki isaretler
Şimdi yanılmıyorsam joomla üzerinden kurulmuş bi sitemiz var. (gerçi emin değilim bu joomla üzerine site kurulabilen türden bir şey mi?) bu sitede açılışta çıkan linklerin yerini resimlerin yerini falan nasıl ayarlarım? temayı nasıl değiştiririm? logo nasıl yerleştiririm?
Şimdi yanılmıyorsam joomla üzerinden kurulmuş bi sitemiz var. (gerçi emin değilim bu joomla üzerine site kurulabilen türden bir şey mi?) bu sitede açılışta çıkan linklerin yerini resimlerin yerini falan nasıl ayarlarım? temayı nasıl değiştiririm? logo nasıl yerleştiririm?
0
yoldaki isaretler
(31.01.07)
önce bu (giriş paneli):

img291.imageshack.us

sonra da buna bakarsan:

img255.imageshack.us

gördüğün gibi bir sayfa varsa joomladır. ama screen lerdeki url lere dikkat et benimki biraz farklı. tabii ki admin şifresine sahip olman lazım.
0
enola gay
(31.01.07)
(6)

aşağıdaki notebookların hangisi aşağıdadır?

mavikedi
a) TOSHIBA SATELLITE L30-134 NOTEBOOK - 942,82 USDb) DELL LATITUDE 120L 1 73GHz NOTEBOOK - 942,82 USDc) HP PAVILION dv4363EA EN444EA NOTEBOOK - 942,82 USDd) HP NX6310 EY502ES NOTEBOOK - 765,82 USDesasen 2. el bir laptop arıyordum zira çok fazla özellik gerekmiyor benim için ve belirli bir miktarın ü
a) TOSHIBA SATELLITE L30-134 NOTEBOOK - 942,82 USD
b) DELL LATITUDE 120L 1 73GHz NOTEBOOK - 942,82 USD
c) HP PAVILION dv4363EA EN444EA NOTEBOOK - 942,82 USD
d) HP NX6310 EY502ES NOTEBOOK - 765,82 USD


esasen 2. el bir laptop arıyordum zira çok fazla özellik gerekmiyor benim için ve belirli bir miktarın üzerinde para vermek istemiyorum. 2. el bir laptopa 700-800 ytl vereceğime yeni laptop araştırması yapayım dedim. teknosa'nın sitesinde bunları buldum. hangisini alsam?

aha bu da link;

www.teknosa.com.tr

salondan hatta tuvaletten bile internete bağlanabileyim, sims falan oynayabileyim, cd yakabileyim, müzik dinleyebileyim, film seyredebileyim, benim için yeter de artar bile.

ne diyorsunuz? gerçekten tavsiyeye ihtiyacım var. zira anlaşılacağı üzere teknolojiden falan anlamıyorum pek. evet.
0
mavikedi
(10.01.07)
Internete kablosuz bağlanmak, sims tarzı oyunlar oynamak, cd yakabilmek falan bunları yapamayan laptoplar artık üretilmiyor zaten. Bu seviyede ilk üç seçenek arasında da pek bir fark yok. 4. seçenekteki cihazın işlemcisi bazı uygulamalarda sorun olabilir. Onun dışında hemen her tür parçanın upgrade i zaten mümkün. Ben olsam

www.teknosa.com.tr

adresindeki cihazı tercih edebilirdim. Özellikleri standart, hafif, teknik desteği yaygın ve eğer Teknosa'nın websitesindeki abukluklardan biri değilse, yanında bir de yazıcı hediye ediyorlar galiba.
0
ntldr
(10.01.07)
en ucuza alabileceğin laptop da işini görecektir.
0
enola gay
(10.01.07)
www.pcdepo.com --> bu adrese de bi bakmanizi tavsiye ederim almadan once. Sectiklerinizin istediklerinize gore fiyatlari yuksek geldi bana. tabii siz bilirsiniz.
0
islakkedicorbasi
(11.01.07)
her şeyden önce, tavsiyeler için teşekkür ederim.

internetteki notebook ile ilgili satış sitelerini ve hatta forumları o kadar çok inceledim ki bu arada; herhangi bir teknosa'daki satış elemanından daha bilgili olduğuma inanıyorum an itibariyle. ahahaha!

olabildiğince az para vermek istiyorum tüketim çılgınlığına kapılmadan. bu yüzdendir ki, ne özellikleri ne de markası umrumda. ama insan almışken de, ''bir kaç yüz dolar daha verip şu modeli almak daha mantıklı sanki. hmm.'' diye düşünmeden edemiyor. ya da forumlardan öğrendiğim kadarıyla, belki 500 usd'ye de kassam bulup alacağım ama ertesi gün oturup ağlamam işten bile değil.

pcdepo.com'u inceledim misal; ve en ucuzları 545 artı kdv (944 ytl) ile HP 500 RQ257AA CELERON 256MB 40GB 14.1W DOS ve 599 artı kdv (1.037 ytl) ile Dell Inspiron 1300, Celeron 1.5GHz, 512MB DRR-2 40 GB çıktı. belki bunlar da düşünülebilir elbette. nerden baksanız 300 ytl kadar bir fark var. ama önemli olan bu 300 ytl farka değecek mi? iyice kafam karıştı, hadi bakalım.
0
🌸mavikedi
(11.01.07)
şöyle diyeyim sana: 256MB RAM ile kendi kendini yersin bitirirsin, oturur günlerce ağlarsın. basit anlamda centrino işlemci ve minimum 512 MB RAM olan her makineyi alabilirsin. o iki makine arasındaki fiyat farkı da biraz RAM'den biraz markadan dolayıdır.
Şöyle de bir şey var ama, 100 120 ytl falan 512 mb RAM'ler. yani ucuz olanı alıp RAM ekleyebilirsin.
Bir de senin de dediğin gibi, üzerine biraz daha verip daha güzel bir şeyler almak bence en mantıklısı. Seneye de kullanırsın hem :)
0
purgatory
(14.01.07)
sozlukten msg atmistim gerci ama, buraya da yazayim, okuyan eden olur. ram'in miktarindan ziyade frekansina dikkat etmek lazim; ddr2 olmayan ram'den uzak durmak lazim.

centrino dedigin 533mhz'de calisan bi islemcidir ve buna ddr2 olmayan (333mhz) bi ram takarsan, o islemciye yazik olur, ustelik ekran karti da bu ram'i kullanacagindan oyunlarda da performans feci du$er.

ben $ahsen bi asus a3e sahibi olarak bu durumdan son derece $ikayetciyim. bu azuth denen adamin komputeri sirf ram'i ddr2 diye ucarken, benimki oyunlarda falan tosbaga gibi. kirarim ben bu bilgisayari.

ddr2 al.

(hayir babam kingston ram bayii degil, ddr2 uretimiyle da alakamiz yok, memur cocuguyum)
0
jack o lantern
(14.01.07)
(5)

bi çizgi film vardı?

enola gay
90 lı yıllarda yayınlanıyordu sanırım. içinde "v" harfi geçiyordu. uzay temalıydı. hatta çizgi filmin başında bi uzay aracı bina gibi yükseltilerin arasından uçarak geçiyordu. çizgi filmin adını bulana yahoo e-mail davetiyesi. ya da gmail.
90 lı yıllarda yayınlanıyordu sanırım. içinde "v" harfi geçiyordu. uzay temalıydı. hatta çizgi filmin başında bi uzay aracı bina gibi yükseltilerin arasından uçarak geçiyordu. çizgi filmin adını bulana yahoo e-mail davetiyesi. ya da gmail.
0
enola gay
(09.01.07)
legend of the galactic heroes (ginga eiyu densetsu) olabilir mi? voltron'dan bahsetmiyorsun umarım :)
0
iron
(09.01.07)
yok hayır capon değildi.. voltron da değil :(
0
🌸enola gay
(09.01.07)
valla japon olmama ihtimali çok düşük :)
o bizim avrupa malı sandığımız uçan kaz, heidi falan hepsi japon çizgi filmi. clementine ve kayıp dünyalar'ı ayrı tutmak lazım tabii bir de disney, hanna barbara vesaire klasiklerini.

bi sn. yav, 90'ların yarısından çoğunda kazık kadar adamdım ben yahu... nereden bilecem :)
0
iron
(09.01.07)
www.realfiesta.com

burada yoksa , hiçbir yerde yoktur.
0
marcelorios
(09.01.07)
ben bi ''bravestarr'' hatırlıyorum ama ?
0
ayanux
(10.01.07)
(8)

windows xp ve eski oyun

fuchuki
elimde 95-96 civarindan kalma bir oyun var ve hastasiyim kendisinin ezelden. ama malesef calistiramiyorum. olasilikla bininci kez xp uyumusuzlugu.. compatibility'sini ne yaparsam yapayim calismiyor. bu eski oyunlari calistirmanin tek yolu eski bir bilgisayar toplatmaktan mi geciyor :(ya da xp'nin ya
elimde 95-96 civarindan kalma bir oyun var ve hastasiyim kendisinin ezelden. ama malesef calistiramiyorum. olasilikla bininci kez xp uyumusuzlugu.. compatibility'sini ne yaparsam yapayim calismiyor. bu eski oyunlari calistirmanin tek yolu eski bir bilgisayar toplatmaktan mi geciyor :(

ya da xp'nin yanina win98 kurabilir miyim? 2 isletim sistemi arasinda gecis yapabilir mi? nasil olur da olur?
0
fuchuki
(08.01.07)
2 işletim sistemi kurabilirsin evet.

oyunun ismi ne bu arada?
0
kermitz
(08.01.07)
oyun dos oyunuysa dosbox kullanmak daha iyi sonuç verecektir. başlıkta haggard'ın yazdığı guide'ı tavsiye ederim.
0
robin
(08.01.07)
vmware
0
iron
(08.01.07)
dos oyunları için emulatorler var. onlardan faydalanabilirsin.

google -> "dos emulator"
0
enola gay
(09.01.07)
ben bu sorunu dosbox ile cozmustum.
hatta xp de calistirilan eski oyunlarin ses sorununu da cozuyo dosbox. dosbox ayarları diye aratilinca dogru ayarlar da bulunabilir. cok guzel programdir.
xp nin yanina sirf bu amacla 98 kurulmasini gereksiz buluyorum.
0
la traviata
(09.01.07)
oyun road rash arkadaslar, dosbox'la calistiramadim. vmware kurmayi deniycem bakalim becerebilecek miyim :(
0
🌸fuchuki
(09.01.07)
road rash'ın psx için olan versiyonunu indir bence 536MB iso dosyası emule'de var. bir sürü playstation emulatörü var, gerçeğe yakın oynayabiliyorsun.
en.wikipedia.org
playstation versiyonu pc versiyonuyla aynı senede çıkmış. ekmek yiyemiyorlarsa pasta yesinler der gibi oldu biraz ama :)
0
iron
(09.01.07)
hepinize tesekkurler, her seyi goz onune aldim cebellesmeye devam :)
0
🌸fuchuki
(10.01.07)
(3)

Cevap Gönderme

darknum
Ben niye cevap gönderirken bin tane birden gönderiyorum?Firefox 1.5.0.8 kullanmaktayım. Sinir oldum.
Ben niye cevap gönderirken bin tane birden gönderiyorum?

Firefox 1.5.0.8 kullanmaktayım. Sinir oldum.
0
darknum
(15.12.06)
"neden olmuyor bu?" diyerek gönder tuşuna birden fazla kez basıyor olabilirsiniz. başıma geldi, oradan biliyorum.
0
actionary
(15.12.06)
herkezin başına gelebiliyor, gönder butonuna bas ve bekle, diğer butonlar gibi çalışma mantığı yok sanırım, ne kadar basarsa o kadar gönderiyor.
0
sathaner
(15.12.06)
bir kere gönder e tıklamanız yeterli.
0
enola gay
(17.05.07)
(6)

winrar şifre?

colg fusion
winrar'la rar'lanmış bir dosya var ve şifreli. maalesef şifresi bende mevcut değil. bunu bulmanın bir yolu var mıdır ya da o dosyayı nasıl dışarı çıkarabilirim ?
winrar'la rar'lanmış bir dosya var ve şifreli. maalesef şifresi bende mevcut değil. bunu bulmanın bir yolu var mıdır ya da o dosyayı nasıl dışarı çıkarabilirim ?
0
colg fusion
(07.12.06)
www.rarpasswordcracker.com

burdan bir program indirebilirsin. brute force yöntemiyle (olabilecek tüm kombinasyonları deniyor) çalışıyor. başka türlü biraz zor.
0
kermitz
(07.12.06)
eğer bir siteden indirdiysen ya da bir sitenin hazırladığı bir rar dosyasıysa sitenin adresini dene. onun dışında rar pasword cracker diye bir program var ama bütün ihtimalleri denemek suretiyle şifre bulmaya çalışıyor. parametre vererek arama aralığı daraltılıyor (örneğin şifrenin web sayfası olduğundan eminsen direkt olarak "www." den başla diyorsun, baş kısmını sabit tutup devamını deniyor). ama parametre vererek ne kadar daralttıysam da benim şifrem için "kalan süre: 16 yıl" dedi ki vazgeçtim ben o dosyayı açmaktan.
0
kibritsuyu
(07.12.06)
kendi imalatınız değil de bir yerden indirildiyse google'da: " dosya adı rar pass " falan yazıp bir arama yapman şifreyi bulmanı sağlayabilir belki...
0
forrestgump
(07.12.06)
aha buraya yazıyorum
hiçbir program işe yaramıyor
0
demlikposet
(07.12.06)
rar dosyası şifreyi üzerinde taşımadığı için anında kırmak mümkün değil. google'dan dosyanın adını arat bazen çıkıyor. başka şansın yok.
0
darknum
(08.12.06)
brute force yöntemiyle kırabilirsin ama şifre rakamlar, harflerden oluşuyor ve 10 haneden fazla ise işin gerçekten çok zor.
0
enola gay
(09.01.07)
(23)

dizi önerisi

ucankafa
lost, weeds, prison break, six feet under dışında bana güzelinden bir dizi önerebilecek birisi var mı? bütün dizilerin ara vermesiyle boşlukta kalan bu zavallıya birkaç öneri..
lost, weeds, prison break, six feet under dışında bana güzelinden bir dizi önerebilecek birisi var mı? bütün dizilerin ara vermesiyle boşlukta kalan bu zavallıya birkaç öneri..
0
ucankafa
(25.11.06)
las vegas,
0
winsome
(25.11.06)
lost'un ara vermesini fırsat bularak heroes'a başladım

tavsiye ederim
0
reeper redeemer
(25.11.06)
24
house md
nip/tuck

toplam 12 sezon. bütün boşlukları doldurur.
0
kermitz
(25.11.06)
israrla ama israrla coupling...
0
dilemma of subscribtionability
(26.11.06)
scrubs!
0
zakk
(26.11.06)
my name is earl fena bir dizi değildir.
0
devourthedamned
(26.11.06)
Heroes
The Simpsons
Futurama
Family Guy
South Park
Dark Angel
Seinfeld
Friends
Nip/Tuck
The Practice
Cheers
CSI
Mad About You
Malcolm in the Middle
Smallville
Oz
Alias
Just Shoot Me!
Arrested Development
Everybody Loves Raymond
Angel
Buffy The Vampire Slayer
Scrubs
Band of Brothers
The X-Files
Frasier
According To Jim
Married with Children
Full Metal Alchemist
Full Metal Panic
Two and a half Men
The King of Queens
How I Met Your Mother
Joey
Coupling
Justice League
X-Men Evolution
Batman
Boomtown
0
azeroth
(27.11.06)
heroes, bones, the nine, how i met your mother,day break şiddetle tavsiye ederim yetmeezse daha çook güzel dizi mevcut.
0
kafka
(27.11.06)
house md
0
entrapmen
(27.11.06)
herkese çok teşekkür ederim.
0
🌸ucankafa
(28.11.06)
yazilanlara ek bir onerim yok ama 1 diyebilmek icin:
Dizi olarak Heroes kacmaz.
Animasyon: Futurama, Samurai Jack, Justice League.
0
507
(28.11.06)
vanished
şu an 10. bölüm oynamakta, lost kadar gizemli, 24 kadar hareketli, mutlaka dene.
hatta istersen 10 bölümüde sana çekip gönderebilirim.
0
sathaner
(28.11.06)
coupling uk
0
spy of soul
(30.11.06)
heroes
0
sli
(04.12.06)
six feet under gibi her bölüm başlasın bitsin dersen house md, lost kadar olmasada merak unsurunu kullanamya çalışan bir şey istersen jericho, süper insanların hikayesini severim dersen the 4400 ama yok hem süper kahramanlar hem de müthiş bir senaryo isterim ben dersen heroes
0
take care dream on
(11.12.06)
carnivale var bir de.
0
sathaner
(12.12.06)
existenz, the thirteenth floor, the matrix.. vb. filmlerden hoşlanıyorsanız harsh realm, anime olaraksa serial experiments lain ve samurai champloo tavsiye edilir.
0
cruelstroke
(19.12.06)
çok zaman geçmiş, ama kimse de yazmamış;
eğer Lars von Trier seviyorsan, "Riget" var, psikopat bir dizi; bir de onun Stephen King tarafından Trier takibinde uyarlanmış Amerikan versiyonu var, "Kingdom" onun adı da, "Riget" kadar iyi olmadığı söylenir ama zevke bağlı elbette. İkisi de divxplanet forumlarında bulunabiliyor.
0
ashh
(12.01.07)
Her ne kadar hak ettiği ilgiyi görmesede day break de güzel dizi.
0
sathaner
(19.01.07)
a takımı ve alf i tekrar deneyebilirsin.
0
enola gay
(30.01.07)
twin peaks varmış bi zamanlar, lost'un yapımcıları ondan epey ilham almış diyolar
0
reeper redeemer
(23.02.07)
the lost room
0
sathaner
(22.03.07)
bir de bu var, yeni bir dizi:

the dresden files
0
sathaner
(22.03.07)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.